Şu Kurumsal Kafayı Geçelim

 

Bir isim altında toplanıp genel okur kitlesine bir yayın sunan bütün gruplar, yazılı ürünleriyle aynı zamanda bir duruş, tavır ve  (belki) taraf belirlerler. Bu durum aynı zamanda ürünün sunulduğu çoğunluğa bir vaattir. “Bu yayının muhalif bir duruşu vardır” gibi bir algı oluşur. Özellikle dergiler, yazar kadrosuyla, konuklarla, görsellerle ve hatta sembollerle bu duruşu destekler, ona göre okurunu bulurlar. Bu öyle bir şeydir ki; çizgiden sapan, kayan editör, yazar vb. ünvandaki kimseler işlerinden ve köşelerinden olabilirler. Kurum yapısı bunu gerektirir.

Başladığımız yerden gelecek olursak; fanzinler, her ne kadar basım teknikleri, dağıtım ağları bakımından amatör koşullarla çıkıyorsa ama bu durum onun bir yayın türü olduğu gerçeğini değiştirmiyorsa da bir noktada duruş, tavır meselesinde ayrıştığını düşünüyorum; sürdürülebilir kurumsal kafa.

fanzinci-kızlar

Basım, yayın klişeleri ve ünvanlarına karşı (doğası gereği) bir tutum olduğu bilinedursun, fanzinleri diğer basılı ürünlerden farklı kılan şey, yapılarındaki bireysellik ve özgürlüktür. Öylesine serseri ve dik kafalı olabilir ki; okuruna bile fırça atan, bilerek yok sayan bir metinle bile karşılarına çıkabilir. Taraf belirlemeden, miskin miskin oturup kendisini okuyor diye dünyadaki tüm olumsuzluklardan dolayı okurunu sorumlu da tutabilir. Bu cürret özündeki bağımsız duruşundan gelir ve anlaşılma kaygısı gütmez. Böylesi bir yapıda fanzine biçilen bir duruş, tavır, kimlik ancak gerçek hayatlarımızdaki okulda, evde ve işte taktığımız kimlik maskelerinden farksız olur. Psikolojisi gereği insan çok yönlü, yer yer depresif ve tutarsızdır. Tutarlı olmak, bir kalıba sokulmak, düşünce sınırlarına çerçeve çizmek, çevresindeki ve dolayısıyla kendi içinde verdiği en büyük mücadeledir.

Tam bu noktada yazan kişinin niyet katipliği, sipariş metinler ve ülkü propagandası yapmadığı tek mecra olan fanzinlerden amaca yönelik beklentide bulunulmasının yanlış olduğu düşüncesindeyim. Buradan çıkışla, bir fanzinden “tek seslilik” beklentisinin neden zor olduğunu da kendimce açıkladığımı düşünüyorum.  Elbet bu niyetle çıkan fanzinlerin -Böyle fanzin olmaz!- indirgemeciliğine maruz kalmasını da doğru bulmuyorum ama kâğıda kendini koymak yerine başka kimselerin kafalarını alarak bunu özgür düşüncesiymiş gibi yazanların, “bu tutuyor” diye yazıp karalayanların zamanla silineceği kanısındayım.

Kurumsal kafa, daimi amaçlar peşindedir ve sürdürülebilir menfaati arzular. Fanzin bu çerçeveye sığmaz. Menfaat olgusunu geride bırakarak yürünecek bir yoldur. Geçim değil, kendini anlatma kaygısıdır.

 

Yorum bırakın