Seyyar Sesler’i daha önce duymuş olmalısınız. Parmak ısırtan baskıları, sakin üretim süreçleriyle kendi yörüngesinde bir fanzin olarak hayatına devam ediyor. 11 yılda 9 sayı çıkarmış olmaları, her çıkışlarında limitli sayıda basılmaları ve PDF olarak dolaşıma sokulmaması onları özel kılıyor. Hoş tasarımları ve illüstrasyonlarıyla takipçilerini her seferinde etkilemeyi başarıyorlar. Son sayıları da oldukça dikkat çeken bir çalışma ortaya koydular. New Jersey İstanbul Seyyar Sesler 9 adını taşıyan fanzin, pandemi zamanlarında 8059 km uzaklıktan yürütülen bir ilişkinin Whatsapp yazışmalarından oluşuyor. Bu noktada bir nebze geri çekildiğinizi hisseder gibiyim. Konu kiminiz için hayli romantik, benzerleri olması sebebiyle bayat gelebilir fakat Seyyar Sesler bu yazışmalardan o kadar güzel alıntılara yer vermiş ki, gözleriniz önünde her noktasıyla varolan bir yaşanmışlık vücut buluyor. Önünüzde yer alan cümleler arkasında yer alan devasa bütünün kopuk parçaları, keskin uçları gibi. Kişiselleştirerek cevap aramam gerekirse, misal bu yazışmaların taraflarından biri olsaydım yer alan kısımlarından bazılarını mahrem olarak değerlendirir ve yer vermeyebilirdim. Ama işte bu çalışmayı bu kadar güzel kılan da bu bence. Tutku, aşk, kavga ve içsel çekişmeler, mesafeli bir ilişkide yer alabilecek tüm gerilimler iç içe. Bunun yanında her sayfada yer alan, yazışmalardan çıkma illüstrasyonlar da o kadar hoş ki, insan kendini beğenmekten alıkoyamıyor. Özenli, titiz çalışmalar. Hem fanzini bir araya getirmesi sebebiyle hem de illüstrasyonlar tipografiler için Mesut Uğurlu’ ya ve bu sayının metinlerini yazan Mavi Balık’a teşekkürler.
Aslında Seyyar Sesler okurları için bu sayının bir sürpriz olduğunu söylemeliyim çünkü genelde tematik konular üzerinden çıkan fanzin önceki sayılarından farklı bir iş ortaya koymuş. Ses, Uzak, Zaman, Soda, Dip, Mektup, Yarın gibi başlıklar üzerinden üretimler ortaya koyan fanzin için bu sayı başka bir renk. Ama geride bıraktığımız zamanın, 100 yılın en büyük salgının fotoğrafını çekmesi bakımından da anlamlı, tarihe not düşen bir metin.
Şimdi diyeceksiniz ki “Efe bunun PDF’i yok mu?”
Yok
64 sayfalık bu çalışma sadece 30 tane basıldı ve sınırlı sayıdaki kişiye ulaştırıldı. Zaten Türkiye şartlarında kâğıt fiyatlarının artış endeksini de düşündüğünüzde cevap kendiliğinde ortaya çıkıyor. Ama size tadımlık niyetine Seyyar Sesler’in instagram sayfasından aldığım videoyu bırakıyorum. Umarım bir yerlerde bu sayıyla yollarınız kesişir.