Nâra Fanzin 5. Sayısı ve Polisiye Yolculuğu (PDFli)

 

Nâra Fanzin ile beşinci sayısında tanıştım. Sosyal medya hesaplarını kurcaladım da biraz anladığım kadarı ile Mart 2018 tarihinde başlamış yayın hayatına ve iki-üç aylık periyotlarla da devam etmiş. Antalya’dan yayınlanıyor.

Şiir açısından zengin bir fanzin olmuş, bizi Umut Belen’den “Opus” şiiri ile karşılıyor Nâra Fanzin.

Fanzin kapağında Sherlock Holmes alıntısı görmek de fanzine olan ilgimi arttırdı açıkçası. Fanzin editörü Nuri İbrahim Karabudak, Sherlock Holmes konulu bir yazı kaleme almış ve sonrasında Türk polisiyesine bağlamış.

Fanzin içeriğine çok girmeden önce bir parantez açıp da polisiye tutkunu bir okur olarak nasıl hiç Sherlock Holmes okumamış olmamdan bahsetmek istiyorum kısaca. Polisiye ile Agatha Christie ile tanışmıştım. Sonrasında Jean Christophe Grange, Edgar Allan Poe, Dan Brown, Jo Nesbo, Tess Gerritsen izledi sırayı ( evet hepsini yazdım çünkü bu isimlerden birini yazmazsam büyük eksik olacakmış gibi geliyor bana). Bu saydığım yazarların neredeyse tüm kitaplarını okurken bir türlü Sherlock Holmes okuyamadım. Aslında çok defa yeltendim; ilk sorunum aslında yazısında Nuri İbrahim arkadaşın da bahsettiği gibi çok fazla yayınevi tarafından basılmış çok fazla kitap olması. Seri kitapları okuyanların en büyük kâbusu da yanlış kitaptan başlamak ya da sıra atlamak oluyor genelde, diğer çekincem de buydu. Bir şey daha var ki bu tabii en büyük etken, çünkü ilk ikisi çabukça çözülebilecek şeyler. Bir türlü kendimi yakın ve hazır hissedemedim Sherlock Holmes maceralarını okumaya, Özlem hiç denemeden nasıl bilebilirsin dediğinizi duyar gibiyim ama oluyor işte bazen.

Yazıda Martı Yayınları’ndan çıkan Sherlock Holmes kitaplarının daha kaliteli olduğundan bahsedilmiş, alıp okumayı deneyeceğim.

Türk polisiyesi hakkında yazılanlardan biraz bahsetmek gerekirse de yazılanlara katılmakla birlikte şunu da eklemek istiyorum. Şimdiye dek okuduğumuz kitaplardaki neredeyse her dedektif karakterinin kötü bir aile kurma macerası, mutlaka ufak da olsa bir rahatsızlığı, hayata bir isyanı ya da psikolojik bir sorunu oluyor. Şahsen ben pek şahit olmadım düzgün bir aile hayatı olan, sorunsuz bir dedektif karakterine. Belki de yazarlarımız kurguladıkları karakterli bu profile uyduramadıkları için ilerleyemedik bu alanda. Aslında tam da beklenenden zıt karakterde bir kurgumuz da olmadı, belki ilgi çekebilirdi. En çok Başkomiser Nevzat karakteriyle Ahmet Ümit yer bulabildi Türk polisiyesinde.

Fanzine geri dönelim biz bence artık bahsedecek çok şey var. Özellikle şiirler derin düşüncelere daldıran cinsten olmuş. Aleyna Aksu da çizimleri ile yer almış fanzinde.

Gazi Demir’in kalem aldığı “Suni Belagat” şiiri özellikle çok etkileyici, son dizelerini paylaşayım:

Nereye baksam şimdi,

Bilmediğim dilde bir güzellik.

Duymadığım esintiler, renkli salatalar, tatlı çorbalar.

Gökyüzüyle eş bir ova.

Tanrısız adam, dağınık saçım, boş gergefim.

Şiiri okuduktan sonra bir süre eskilere dalıp babaannemin bize gergef ile nakış yaptığı zamanlarda kaldım.

Fanzinin son yazısı da Kardelen İzci’nin kalem aldığı detaylı bir Yusuf Atılgan çalışması. Kardelen burada her ne kadar Anayurt Oteli kitabını ve bu kitaptan uyarlanmış filmi konu edinmiş olsa da Yusuf Atılgan’ın anlatımı, teknikleri ve meşhur iki karakteri C ve Zebercet hakkında da detay bilgiler vermiş. Kitabı okumuştum ama Kardelen’in Zebercet betimlemesi sonrası bazı ufak noktaların aslında ne kadar büyük anlam taşıdığını bir kez daha fark etmiş oldum. Yazı, Anayurt Oteli film yorumları ile son buluyor. Macit Koper yazıda da bahsedildiği gibi çok zor bir karaktere hayat vermiş ve çok iyi iş çıkarmıştı.

Fanzini büyük keyifle okudum, ekibin emeklerine sağlık ve umuyorum yakın zamanda yeni sayısı da buluşur bizimle.

Fanzin yürüyor…

 

FANZİN: Nâra Fanzin 5. sayı (PDF İNDİR)

 

 

 

 

 

Yorum bırakın