Kritik: DOKUNMA

Sürü psikolojisi adı altında tanımlanan o olguya derhal odaklanmamız gerekmekte! Nerede kaldı bizim o düşünen ve karar verebilen psikodinamiklerimiz? Yazık değil mi bu hâlimize, savunmasızların tecavüzlerini konu ettik meclislere?

Cinsellik ve şiddet üzerine yapılmış olan kaç denemeyi, önermeyi, tezi ve anti-tezi araştırdık da şimdi bugünlere geldik? Marquis De Sade, Justine’i erdem yolunda hiç ederken, bizler kadar gaddar değildi. Yıllarca hapsedilmiş bu zihniyeti yine yasaklamaya devam edin. Dilerseniz dini yönleriyle, dilerseniz de ahlâk ve etik yönüyle cinsellik ile şiddeti incelemekten kaçmaya devam edersek, bu sorunların çözümü bulunamayacak.

Cinselliğin, ne aşk ile ne de sağlıklı bir aile kurmayla yakından uzaktan alakası olmadığını bilmekteyiz. Birkaç dakikalık zafer çığlığı için hayatını karartacak kadar iradesiz olduğumuzu bildirmekten öteye geçmeyen yasalarımızı ayakta mı alkışlayalım? Ve evet, bazen cinsellik de yetersiz! Çelimsiz ve karşı koyamayacak kurbanlarımızı seçmeli ve onlara bu dünyaya geldikleri için en ağır cezalarımızı sunmalıyız… Bizi koruyacak, kollayacak birileri varsa…

Eğer niyetiniz, hassas konular seçerek taraflar belirlemek ve sonrasında da “bu konu hakkında konuşmayalım, karşı taraf sinirlenir/üzülür ve başımıza iş alırız” zihniyetini akıllarda yeşertmek ise, niyetinizi şu ufacık ellerimizle yoğurup şekillendirmemiz gerekecek. Yoksa Güvensizlik Ortamı yaratma çabaları mı var birilerinde? Bu çabaları da boşa çıkarmak gerek…

Ve işte, nabız mı yoklamak istiyorsunuz? Alın size en naifinden bir nabız;

 

Huzur, cinsellik ve şiddet yolunda ulaşılabilinecek bir mertebe değildir. Lütfen bu hissiyatı başka yollarda arayınız!

Yorum bırakın