İhtarname Fanzin Reenkarnasyonu ve No 1 (PDFli)

 

“Herkes beraberinde taşıdığı parmaklığın ardında yaşıyor”

Kafka’nın Dönüşüm kitabından harika bir alıntı. İhtarname’nin kapağında yer alan ve tam buradan hareketle oluşturulan görsel ile olduğu yerde dikkati üzerine çekiyor. Fakat bana göre bu fanzinde dikkati çekmesi gereken asıl şeyin reenkarnasyon süreci olduğunu söyleyebilirim. Her ne kadar kapağında No 1 yazsa da bu İhtarname’nin ilk çıkışı değil, yeniden doğumu. “Bu olmadı, tekrar başlıyoruz” diyerek bir tür başa sarım. Kendileriyle Alsancak’ta bir araya gelene ve bu yeniden başlangıç olayını duyana kadar itiraf etmem gerekir ki daha önce sayı çıkarttıklarını hatırlamamıştım. Hatta Hızlı Hızlı Fanzin Muhabbetleri’nin birinde kendilerine yer bile vermiş olmamıza rağmen… Neyse ki kayıt unutturmuyor. Söylenenleri, yapılanları tek tek tarih sahnesine yaslıyor. Umarım bu başlangıçları uğurlu gelir, ömrü uzun olur. Şimdi biraz da sayıdan bahsetmek istiyorum.

İhtarname Fanzin önsözde kendi duruşları konusunda bir tarif sunmuş. Kendilerini bir çeşit platform olarak nitelendirerek, özgürlükte bir buluşma noktası olarak tanımlıyor. Bunu en iyi anlattıkları noktaysa tezgâh metaforu. Bir bariyeri ortadan kaldırmak gibi, ayrım gözetmeksizin sunulan bir davet dile getirilmiş. Şu an tam olarak bu iddianın altını nasıl dolduracaklarını bilmesem de bu çabanın kendisinin bile kıymetli olduğunu düşünenlerdenim.

Yeni Medya ve Gözetim yazısında, başlığından da anlaşılabileceği gibi gözetim kültürü ve bunun medya entegrasyonuna uzanan süreci üzerine yazılmış. Antropolojik temellerden modernite ile birlikte bireyin denetim inşasına ve oradan da bu sürecin gönüllü gözetim aşamasına evrilmesi işlenmiş. Bakıldığı zaman toparlayıcı bir yazı olduğunu söyleyebilirim. Elbet ilgilisini bulacağını düşünüyorum.

Hemen arkasından gelen yazıysa pandemi sürecinde çokça tartışılan uzaktan eğitim ve bunun yarattığı eşitsizlikler üzerine kaleme alınmış. Hejar yalın bir dille, ekonomik imkânların eğitim almak noktasında ayrışmalar yarattığını ve bunun uzaktan eğitim ile daha da ayyuka çıktığından bahsetmiş. Boğaziçi Direnişine değinerek örgütlenmenin ve mücadelenin önemini vurgulamış ve gerçek fırsat eşitliğinin dayatmalardan kurtulmakla başlayacağından söz etmiş.

Fanzinde belki de en çok hoşuma giden kalem Şehmus’a ait. Bu sayıda 3 yazısıyla yer almış ve hepsi de birbirinden güzel çalışmalar. İntihaller ve İntiharlar yazısında alelade portreler üzerinde bir hikâye anlatmaya girişirken, Kurtadam Geceleri’ndeyse fantastik bir anlatı üzerine kurguladığı yazıyı zamani çağrışımlar aracılıyla cinsiyet sorunsalını işlediği izlemini uyandırıyor. Herkes Tek Başına Ölür yazısı ise maddelere ayrılan, ölmeden önce yapılacak listesi gibi bir şey. Tabi bu tamamen benim aşırı yorumum da olabilir.

Bu sayı da bir de kitap incelemesine yer verilmiş. Selahattin Demirtaş’ın yeni kitabı Efsun üzerine yazılan yazı genel hatlarıyla hikâyeyi özetliyor ve bizlere kurgu hakkında farklı perspektifler sunuyor. Yönetmen Herzog üzerine yazılan yazıysa benim gibi film sektörüyle pek arası olmayanlar için merak uyandırıcı.

İhtarname Fanzin’in yeni sayılarını merakla bekliyor olacağım. Fanzini okumak için aşağıdaki linkten PDF’ini indirebilirsiniz dostlar. Kalın sağlıcakla.

FANZİN: İhtarname Fanzin Sayı 1 (PDF İNDİR)