Dönüşüm: Nüans Fanzin 2. Sayı Kritiği (PDFli)

Nüans Fanzin’in ikinci sayısı var karşımda bugün. İÜHF Resim ve Heykel Kulübü’nün hazırladığı bu fanzinin ilk sayısını Doğukan Vural burada incelemiş ve yorumlamıştı. Öncelikle İÜHF’de böyle bir kulüp olması sonra ise fanzin çıkarmaları ve bu işe devam edecek gibi görünmeleri hoşuma gitti.

İlk olarak ilk sayının kapağındaki optik karmaşa gözüme daha çok hitap etmiş ve arka kapaktaki kolaj da bu işin “old’s cool/oldshool” işlerden feyzaldığını bana düşündürmüştü. Fakat yanlış düşünmüşüm, hiç alakası yokmuş. İkinci sayıda da kapak yine dikkat çekici fakat arka kapak sert ve derdi olan bir görüntüye sahipse de son anda yapılmış izlenimi vermiyor değil. Yine de bu bir fanzin, yapan nasıl istiyorsa öyle. “Fanzin” olgusuna “profesyonel” kelimesinin para kazanmak ile ilişkilendirilmesinden dolayı “amatör” dediğimizde klişe olacak belki ama “amour”dan yani “aşk”tan gelmesi sebebiyle, aşk ile, sevgi ile, tutku ile yapılan ve karşılık gözetmeyen bu işi yapanların kendi seçimlerini sorgulamak bazı durumlarda manasız olacak.

İlk sayı Kasım’20 tarihliydi. İkinci sayı bu tarihten sadece iki ay sonra yayımlanmış, yani Ocak’21 tarihli. Bu dönemde fanzin hazırlayacak motivasyon bulmak zor olmasına rağmen, hala sık üretim yapan insanlar var, bu süper.

Geçen sayının kapağında “olmalı mı, olmamalı mı?” yazıyordu (Bülent Ortaçgil ile alakası var mı bilmem). Bu sayının teması ise kapakta gördüğümüz üzere “dönüşüm”. Önsöz ise ilk sayı ile aynı. Sanatın değeri; eserin anlamından ziyade sezdirdiğinin önemi, ölümsüz olmanın bir yolu olarak sanat, insanın içine bakmasına bir sebep olarak sanat gibi çeşitli konulara temas ediyor önsöz.

Ardından bu sayıda yer alan isimleri görüyoruz: Arif Yılmaz, Zeynep Koyuncuoğlu, Ayça Zehra Koç, Utku’can Yazıcı, Sabiha Göksu Tezer, Zeynep Bayram, Sina UYAR, Mehmet Yaraşır, Yunus Emre Pekcan, Ahmet Sefa Yalçın, Ulu Tahıl, Gülşah Doğan, Eda Gürsoy, İbrahim Arslan, Pınar Engin, Melike Kutlu, Ömer Taha Yalçın, Furkan Pakır, Nisa Nur Sevinç, Berivan Arslan. Kapak tasarımı ise Eda Gürsoy’a ait.

İçerikten kısaca bahsedeyim.

İlk olarak Arif Yılmaz’ın “3.05” şiiri ve Zeynep Koyuncuoğlu’nun şiire eşlik eden bir çizimini görüyoruz. Ardından Ayça Zehra Koç’a ait bir fotoğraf var, kedi ile kitabın kadim dostluğunu hatırlatan. Fotoğrafta gölgeler etkileyici. Hemen sonraki sayfada Utku’can Yazıcı’nın “Ters Notu” isimli 24/11/2015 tarihli yıllanmış bir şiiri yer alıyor. Yine aynı sayfada geçen sayıdaki harikulade Red Dead Redemption kapağı çizimi halen aklımda olan Sina Akyol’un da bir başka çizimi var. İzleyen sayfada bu sayıdaki favori çizimim var, Sabiha Göksu Tezer imzalı. Sonraki iki sayfada Zeynep Bayram’a ait yumuşakça dürten bir yazı ve Sina Uyar’ın bir başka çizimi yer alıyor. Bir sonraki iki sayfada ise Mehmet Yaraşır’ın kederli bir yazısı var. Ahmet Sefa Yalçın’a ait, yazının hemen altındaki fotoğrafta ise camdan dışarıyı seyreden kaşları çatık kedi yazıyla ilişkilendirilebilir bir bakış atmış bize. Bu fotoğrafı Yunus Emre Pekcan’ın bir çizimi izliyor. Şüphesiz bu çizim de yorumlanırsa çeşitli manalara ulaşılabilecek fakat bu işi size bırakıyorum. Hatırlatmak gerekirse bu yazının sonundan bu sayının PDF’ine ulaşabiliyorsunuz. Baykuş ve gözün dikkat çektiği bu çizimin ardından Ulu Tahıl’ın Yunan mitolojisinden Moiraları misafir ettiği bir şiiri var. Yine aynı sayfada Yunus Emre Pekcan’ın keyifli bir çizimi yer alıyor. Gülşah Doğan’ın kaotik bir çizimi izliyor bu sayfayı. Eserlerden anlam çıkarmayı sevenler için mükemmel bir çizim bu. Estetik açıdan da farklı bir hoşluğu var. Bol bol taramış etrafı Gülşah Doğan, bu da güzellik katmış bu karmaşaya. Bu çizimden sonra bir öykü geliyor, Utku’can Yazıcı yazmış. Keyifliydi, hafif bir gerilim, hafif sorgular, iblis, taş ve garip şeylerin bir aradalığı… İsmi “Şapkacı Bir Bara Girer”. Öykünün ortalarında Eda Gürsoy’un bir çizimi de karışıyor işe, güzel bir çizim. Öykü, İbrahim Arslan’a ait bir karlı dağ fotoğrafıyla noktalanıyor. İzleyen sayfada Sina Uyar’ın bir çizimi daha var. Böyle sayfalar geçtikçe aynı isimlere tekrar uğruyor olmamız güzel olmuş. Ardından Pınar Engin’e ait çok hoş bir fotoğraf var. Damlaların detayı dikkat çekici. Bir sonraki sayfada hece ölçüsüyle yazılmış ritmi kendini hissettiren söz tekrarlarıyla etkisi arttırılmış bir şiir var “Mu’teşi” adında, yazarı Melike Kutlu. Aynı sayfada yine Pınar Engin’e ait bir fotoğraf fon olarak seçilmiş. Hemen ardından Ömer Taha Yalçın’ın bir natürmort çizimi neşelendiriyor gözlerimizi. Furkan Pakır’ın “Ben” adındaki şiiri ve Berivan Arslan’ın bir martı fotoğrafı karşımıza çıkıyor ikinci sayının sonuna yaklaşırken. Nisa Nur Sevinç’in küçürek oyunu yer alıyor izleyen sayfalarda. Son cümlesi güzeldi:

Oluş yara açsa da sönmeyeceksin.

Nüans Fanzin’in ikinci sayısının son eseri Ayça Zehra Koç’un çektiği bir fotoğraf. Fotoğrafta Viyana, Avusturya’daki Heldenplatz Meydanı’nda bir fayton var. Güzel bir son olmuş.

Arka kapaktan önceki sayfada gülümseten yazılar, bir de Nüans Fanzin’e eser yollamak için bir mail adresi yer alıyor. Arka kapakta ise siyah zeminde beyaz renkte “dönüşüm” yazısı var.

Tüm emeği geçen ekibe bu okuma için teşekkürler. Genel itibariyle dolu ve emek verilmiş bir işti. Tasarım konusunda ise biraz uğraş verilirse çok daha güzel bir iş ortaya çıkabilir. Tasarıma daha fazla önem verilmesi gerektiği görüşündeyim.

Dostlukla…

FANZİN: Nüans Fanzin Sayı 2 (PDF İNDİR)