Gri beton, kara asfalt, yükselen binalar, şirket dillerine dönen ağızlar ve bu kapsamın içerisinde kendine yön bulan hayatlar… Dünyanın geneli böyle, bilirsiniz. Şimdi değineceğimiz konu ise “kendine yön bulan hayatlar” hakkında.
Ambalajlanan 4 farklı eseri, çekip çıkarmanın ve incelemenin vakti geldi. Peki, neydi bu eserler?
Eskişehir’deki Fanzin Sergisi etkinliğini hatırlarsınız. DDAFanzin SAVUNMASI, Eskişehir’deki etkinliği, bu grubun çıkardığı etkinliği ve fanzinlere bakış açılarını bildiren bir bildirge olarak karşımıza çıkıyor.
Genellikle “hayatın yolunu bulması” meselesinin çakıl taşlarıyla dolu engin tepelerden oluştuğu düşünülebilir. Bu düşüncenin iyimser olduğunu, yolculuğun uçurum kenarında, cam kırıklarının kimyasallara bulandığı dönemeçleri olduğunu hatırlatan SOYUT YAKIT fanzin geldi karşıma. Hayat yolunun vahşetini; hem şiirle, hem öyküyle hem de çizimleriyle sizin önünüze koyan bu ürün, gerçekten de bir DDAF krizidir. Kriz sahipleri şöyle sıralanabilir; şiirde- Hamdi Oğulhan TÜNAY, Emrecan ERENLİLER, M. Kağan Will Şahinoğlu ve Eftelya KOYUNCU; öyküde- Berkay KARABATAK ve Yılmaz BEK; denemede- Esma ASLANTAŞ ve Yelloz; çizimlerde-Işık ATAÇ. Toplum, içerisinde bulundurduğu bireyleri ne hâllere mi getirebilir? Bu krizi okuyun!
Bundan sonraki 3. darbeyi ise petito fankit üstlenmiş. Yazanı “Var” olan bu fankitte, gri beton veya asfaltları göremez hâle gelen gözleri ele almışlar. Ön kapağındaki mührün işe yaraması dileklerimizle bu ruhani yolculuğun kısa sürdüğünü belirtebiliriz. Yaşanmışlıklardan ve söylencelerden meydana gelen, tadımlık bir fankit olmuş.
Fakat, sona doğru yaklaştıkça, yorulan her ruh/zihin gibi, bu dörtlemenin teması da çığlıklar atmaya başlıyor. GEÇER ZAMAN FANKİT, şirketleşen zihinlerin ve betonlaşan yeryüzünün farkına varıyor, daha önceki eserlerin genel havasında bulunan daralmışlığı artık bize yönlendirilmiş olan sorunlar olarak çığlıklarını basıyor. “Bir durun artık!” demek istiyor, “Hayat yolunu buluyor ama bu yolun güzergâhını çizen bizler; ne amaçla çiziyoruz bu yolları?” Tabii ki M. Kağan Will Şahinoğlu, benim gibi imgelemlere sığınmıyor ve net bir şekilde aklındakileri sunuyor.
Genel anlamda DDAF tarafından gerçekleştirilen bu dörtlü paketin hazırlanma süreci açısından bir bütünlük sahibi olup olmadığını bilmiyorum ama bildiğim şey şu ki fanzin türünün dilindeki esneklik ve özgürlüğü yerinde kullanarak, belirli bir temanın anlatımını gerçekleştirmişler.
Fanzin yürüyor!