Merhaba Fanzin Apartmanı sakinleri (!)
Rodrigo’nun gitar konçertosu arka fonda çalarken yeni doğmuş bir fanzini okumanın heyecanını daha çok hissediyorum. Bir yerde kendince işler başarmaya çalışan, okuyan, yazan ve bu iş sayesinde kendisine sağlam bir ‘çeper’ oluşturan insanları görmek umut vaat ediyor. Akşam eve ekmek götürmek için çalışan işçinin, giderken fırına uğrayıp aldığı sıcak ekmekler gibi taze olan bu fanzinin ismi Çeper. “Sıra sıra çeperler/Çepere su serperler/Irak yoldan geleni/Terli terli öperler.” diye geçmektedir bir halk türküsünde. Irak yoldan gelen bu yeni dostu selamlıyorum. Çeper Fanzin ekibiyle yapmış olduğum röportaja geçmeden önce birkaç şey söyleyeyim. Tasarımını Alihan Pak’ın üstlendiği güzel bir başlangıç olmuş. İlk olarak kapakta Nelin Baykaldı’nın kadrajına yansıyan bir fotoğraf ile karşı karşıyayız. Suyun içinde bir el ve yer yer aydınlatan, değmediği yerleri karanlıkta bırakan ışığı görüyoruz. Bu ben de hayatın da böyle olduğunu ve her şeyin zıttıyla kaim olduğu izlenimini uyandırdı. Diğer sayfada dosya konusunun belirtildiği ve fanzinde emeği geçen kişilerin isimlerini görüyoruz. İlk sayıda yer alan isimler Berkay Çınar Bozdağ, Melisa Kurter, Debi Çakar, Hazal Sürmeli, Hilal Halis, Kerem Doğan, Sure Koşulgan, Orkun Alp Ünlü, Yunus Emre Koş ve Yasemin Balçık’tır. Her isim algılayış biçimleriyle kendi zihinlerinin süzgecinden geçirdiği iç ve dış dünyalarını yazı, şiir ve resim olarak ifade etmeye çalışmış, gayet başarılı da olmuşlardır. İlk sayının dosya konusunu ‘Açılar’ olarak belirlenmesi, içerikteki zenginliği tanımlar niteliktedir ve buradaki çoğul eki tek bir açı olmayacağının altını çizer. Hayat dediğimiz şey de bir bakıma açılardan ibaret, hepimizin tanımı farklı ama hepimiz ortak bir yaşam alanını paylaşıyoruz. Fanzinde farklılıkların uyumunu ve ahengini göreceksiniz. Çeperlerinizin geçirgenliğini şimdilik azaltıp, bu insanların içeri girmesine izin verin. Şimdi onları daha yakından tanımanız için yapmış olduğum röportaj ile sizleri yalnız bırakıyorum. Sorularımı yanıtladıkları için teşekkür eder, nice güzel sayılar ve anlaşılmalarını temenni ederim.
Klasik ve temel bir soruyla başlayalım. Fanzin kavramı üzerine genel düşünceniz nedir? Yayın hayatınıza başlamadan önce takip ettiğiniz fanzinler var mıydı?
Fanzinin özgür bir yaratım alanı olduğunu düşünüyoruz. Gerek ticari kaygılardansa üretimin ve ifadenin ön planda olması, gerek interdisipliner sanat üretimi olarak kısıtlayıcı olmayışı bizi mecra olarak fanzine yönlendiren şeylerden biri oldu. Kendi içinde alt kültürlere alan tanıması bir okuyucu olarak fanzinlerden keyif alma nedenlerimizden. Ana akım edebiyatın ve yayım alanlarının içinde barınamayan politik, provokatif ve kimi zaman “rahatsız edici’’ şeyler fanzinlerle kitlelere ulaşabiliyor. Amatör üretimi seviyoruz ve amatörün endüstriden uzak kalarak yarattığı özgürlüğe inanıyoruz.
Siz neden dergi adı altında değil de fanzin adı altında üretmeye karar verdiniz ve bu fikir nasıl ortaya çıktı? İçinde bulunduğumuz bu zorlu sürecin etkisi var mı, varsa nedir? Siz kimsiniz ve neyi amaçlıyorsunuz?
Ne konu açısından ne de üreten insanlar olarak popülere hitap etmek istiyoruz. Kendimizi sanatsal yahut kimliksel olarak koyduğumuz noktada fanzin, bir aracı olarak bize daha uygun. Derginin oluşturduğu ve güçlendirdiği endüstriyel çeperlerin dışında bulunan insanlar olarak, amatör bir şekilde çeperin içinden duyduğumuz rahatsızlığı ve bize dayatılan kolektif hisleri kusmak istiyoruz. Bize atanan iç sıkıntılarını, gelecek kaygılarını, cinsiyet ötekileştirmeleri ve rollerini, kimliğimiz nedeniyle dâhil olmaya zorlandığımız grupları, dayatılmış duyguları reddediyoruz ve kendimize ait olmayan, bize yutturulmuş olan her kavramı seçici geçirgen çeperimizin dışında tutmak istiyor ve kendi hacim alanımızda var olmaya çalışıyoruz. Zaten bu amaçlarımız ve sesimizi duyurma isteğimiz bizi fanzin üretmeye iten motivasyonlardan oldu. Daha önce hiçbir yazarımızın sürekli olarak basılı bir mecrada üretim vermemiş olması da bizi kendimize bir meydan okuma olarak fanzin üretmeye itti.
Gördüğüm kadarıyla siz de bir dosya konusu belirleyip onun ekseninde hareket ediyorsunuz. Bunu birçok dergi ve fanzin yapıyor. Bunun yapılma amacı nedir sizce? Açılar, konusunu nasıl belirlediniz? İlerleyen sayılarda da konular olacak mı?
İlk sayımızda teorik olarak ortak bir söylem geliştirme konusunda hem fikir olsak da bunu pratiğe geçirmek zamanla oluşacak bir şey. Bu nedenle aynı konu etrafında farklı üretim şekilleri ile farklı bakış açıları sunmak tercihimiz oldu. Aynı zamanda, üretim sürecinde üreticinin serbest bırakılması ve tek bir kavramın farklı çağrışımları yansıtmakta kullanılması içerik üreticileri arasında beyin fırtınası yapılmasına zemin hazırlayarak zihinsel sınırları genişletmek ve bireyin yaratıcılığını zorlamak sonuçlarını doğuruyor. Sonraki sayılarımızda kavramsal olarak daha provokatif ve ilk bakışta tezat gözüken dualiteler üzerine kurulu bir genel tema ve yaratıcılık alanı oluşturmak istiyoruz. Aslında ilk sayı bizim için önceliği üretim ve tasarım sürecini tecrübe etmek adına bir çıktı oldu. Sonraki süreçte diğer alanlarda daha güçlenmek ve okuyucu ile ortak rahatsızlıklarımız üzerinden ilişki kurmak istiyoruz. Sonraki sayımız ‘deri ve ninni’ üzerine olacak. Kolektif hafızanın propagandasından sıyrılıp kendi kavramlarımızı üretimimize dâhil etmeye çalışıyoruz.
İlerleyen sayılar için eser alımı yapacak mısınız yoksa sabit bir kadro ile mi devam edeceksiniz? Eğer alacaksanız bir eseri kabul edip etmemeniz nelere bağlı?
Biz kendimize özgür bir ifade alanı yaratmak için bir araya gelen birkaç kişiyiz. Aynı ifade alanını arayan yahut bu alanın yerini bilen herkesle ortak bir üretim sürecini paylaşmak isteriz.
Son olarak okurlarınıza söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Okuyucuyla buluşmak bizim için çok yeni ve heyecan verici bir süreç. Bu süreçte pasif bir okunma beklentisinden ziyade daha geri dönüşlü, eleştirildiğimiz, zihnimizdeki kavramlar üzerine sesli tartışabildiğimiz bir mecra yaratmak istiyoruz. Tüm sosyal medya hesaplarımız ve mail adresimiz bu tartışmalara, fikirlere ve yorumlara sonuna kadar açık. Fanzin Apartmanı’na yeni ifade biçimleri arayan fanzinlere bir alan tanıdığı için teşekkür ederiz. Hem okuyucu olarak hem de yeni üreticiler olarak bu apartmanın bir sakini olmaktan ötürü çok mutluyuz.