Brainscan Zine Röportajı: Büyücülük-Kültür Üzerine

Yurtiçindeki fanzinleri okuyucularımıza tanıtmaya çalışıyoruz; lakin yurtdışında fanzin ve zine kültürü nasıl işliyor, ne durumda, bunu daha iyi algılamak ve sizleri de haberdar etmek adına Portland, Oregon’da çıkan Brainscan Zine ile röportaj gerçekleştirdik. ABD’ndeki çeşitlilik ve fanzin algısını ortaya koyması bakımından önemli. Keyifli okumalar

Merhaba Alex, Röportaj teklifimizi kabul ettiğin için hem kendi adıma, hem de Fanzin Apartmanı adına teşekkürlerimi sunuyorum. Seni daha yakından tanıyabilir miyiz? Alex Wrekk kimdir?

Selam! Ben Alex Wrekk. 90’lı yılların ortalarında zine yapmaya ve 1997’de Brainscan’e başladım. 1999’da Portland, Oregon ABD’ye taşındım ve Brainscan Zine‘ye devam ettim ve toplamda 50’den fazla zine ve 34 sayı Brainscan yaptım.

2001’de Portland Zine Sempozyumu’nu düzenledim ve 2002’de Stolen Sharpie Revolution: a DIY Resource for Zines and Zine Cultures adlı kitabı yazdım. Aynı zamanda Chicago’daki Midwest Perzine Fest’in de organizatörüyüm. Birkaç zine okuma turuna katıldım.

ABD’nin her yerinde ve toplam 5 ülkede zine etkinliklerine katıldım. 2012’de PBW Zine dağıtımına başladım. Normal işim için, özel pinback butonları / rozetleri yapan bir işletmem var.

Son 15 yılda animizm, halk büyüsü, geleneksel büyücülük, kaos büyüsü, felsefe ve DIY Punk’ına dayanan kendi pratiğimi inşa eden agnostik, seküler bir cadıyım. Bira yapmaktan, butik bira içmekten, vegan yemek pişirmekten, bahçecilikten ve kitap okumaktan hoşlanıyorum.

Ürettiğin fanzin daha çok Witchcraft ile ilgili. Böyle bir fanzin üretme fikri nereden ortaya çıktı?

Büyücülük uzun zamandır hayatımda önemli olan bir şey ve bu konuda yazmam uzun zamanımı aldı. Yapabildiklerimden ve konuya bakış açımı açıklamaktan gerçekten memnunum. ABD’de ve İngiltere’de bu konularda giderek artan sayıda fanzin var. Onları okumaktan gerçekten zevk alıyorum çünkü insanların hayatlarına bir göz atıyorlar. Bir yayıncıdan geçmek zorunda kalmadan kendi yöntemleriyle büyücülük, paganizm veya sihir uygulamaları anlatılıyor. Bu uygulamaların ne kadar çeşitli olabileceğini gösteriyor ve yeni şeyler öğrenmekten gerçekten keyif alıyorum.

Ne zaman

“Büyücülük” diyorum, kişinin katıldığı bir uygulama gibi kendini büyücü olarak tanımlayan ve ritüel, kehanet, büyü, şifalı bitkiler veya diğer ezoterik veya gizli konuları içeren bir şeyi kastediyorum. Benim için bunların uygulayıcının dediği bir şey olması gerekiyor

Onların pratikleri, başkasının dediği gibi değil. Örneğin, tarot kartlarını okuyan herkes cadı olarak tanımlanmaz. İnsanları cadı olarak adlandırmak, Avrupalı ​​cadı avcılarının konusuydu. Hâlâ dünyanın belirli yerlerinde cadı denmesi tehlikeli olabilir. Bu yüzden benim için birinin kendine cadı demesi ve büyücülük yapması çok önemli.

Ne zaman

“Pagan” diyorum, Hıristiyanlık öncesi Avrupa ve Orta Doğu kültürlerinden kaynaklanan ve genellikle doğa temelli dini gelenekleri kastediyorum. Amerikan Yerli dinleri ve Hinduizm, Budizm gibi Doğu Felsefeleri ve Dinleri. Şinto da kendini pagan olarak tanımlamaz.

Ne zaman

“Sihir” diyorum, ezoterik veya doğaüstü anlamda değişime neden olmayı amaçlayan eylemlerin sonucunu kastediyorum. Büyülü eylemler bir büyücülük pratiğinde, dini bir pagan uygulamasında veya bu bağlamlardan herhangi biri olmadan yapılabilir. Birçok kültürde halk büyüsü vardır

Genellikle batıl inanç olarak kabul edilen ancak genellikle bir kültürde derinlemesine kökleşmiş uygulamalar.

Bu tür pratikler yüzünden ayrımcılığa maruz kaldın mı?

Büyücülük ve paganizmin ne olduğu ve insanların bunu nasıl uyguladıkları hakkında pek çok yanlış anlama vardır. İnsanlar bunun ne olduğunu bildiklerini düşünmekten hoşlanırlar, ancak her bir kişi için değişebilir. İnsanlar ayrıca anlamadıkları şeylerden de korkarlar. Çok konservatif bir Hristiyan olan Teyzem benimle konuşmak istedi, çünkü benim ‘’Şeytana Tapan’’ olmadığımdan emik olmak istiyordu. Ona büyücülüğün farklı şekillerini ve çeşitlerini anlatmak zorunda kaldım.  İnsanları yanlış anlaşılmalardan arındırmak zaman ister, lakin bunun önemli olduğunu düşünüyorum.

Diğer taraftan, dindar cadılardan, bir dinin dışında büyücülük yapmanın yanlış olduğunu söyleyen tehditler aldım. Yani yine karmaşık.

Türkiye’de Paganların, kendini ‘’Cadı’’ olarak nitelendiren kimselerin sayısı oldukça az ya da daha çok saklanmayı, kendilerini belli etmemeyi seçiyorlar. Avrupa veya Kuzey Amerika’daki gibi birçok topluluğa, organik paylaşımlara açık gruba ev sahipliği yapmıyoruz.  Sizde durum nasıl?

Benim büyücülüğüm birçok büyücülük uygulamasından biraz farklı. Kendimi pagan ya da dindar olarak tanımlamıyorum ve uygulamam bir maneviyattan çok bir felsefe, ancak ABD’deki birçok cadı pagan ve bu fikirlerin bazılarının kabul görmeye başladığını düşünüyorum.

Örneğin paganizm, ordumuzda kabul edilen ve hükümetimizin gözünde din olarak korunan bir inanç biçimi.  Ancak ABD çok büyük bir ülke ve bu şeyler büyük şehirlerde daha çok kabul görüyor. Hristiyan olmayan bazı yerler var ve hükümet tarafından din özgürlüğü olarak kabul edilse bile bu inançları kesinlikle kabul etmek karmaşık bir durum.

Bu röportaj Türkiye’de yaşayan Pagan, Wiccan veyahut kendini sadece Cadı olarak nitelendiren insanlar için oldukça mühim. Onlara ne söylemek istersin Alex?

Türkiye’deki çağdaş kültür hakkında çokça yetkin değilim lakin Dünya’da Türkiye’nin önemli bir yeri olduğunu ve birçok kültürün geçiş noktası olduğunun farkındayım ve bu konuda bilgi sahibiyim.

Türkiye’nin keşfedilecek çok zengin bir tarihi var. Anneannelerinizle ve yaşlı aile üyelerinizle aile gelenekleri ve batıl inançları hakkında konuşun. Ailenizden gelen sihir nedir? Büyücülükten bahsetmek zorunda değilsin, sadece dinleyin. Büyüklerinizin hikâyelerini… Ve büyünün içlerinde nerede yaşadığını görün. Yaşadığınız yerin büyüsü nedir?

Fanzinlerin kâr amacı gütmemesi gerektiğini düşünüyor musunuz? Bu durumun özgürlük algısı üzerine katkısı nedir?

Bu konuda çok farklı hislerim var. Fanzin yapmanın kâr amacı ile eş güdümlü bir şekilde ilerlemesi gerektiğini düşünmüyorum ve bağımsız sanatçıların da emeklerinin karşılığını almaları gerektiğine inanıyorum. Fanzinimi hobi olarak yapıyorum, çünkü onları yapmaktan keyif alıyorum.

Kâr elde etme ihtiyacından kurtulduğunuzda, bir izleyici kitlesine hitap etmek zorunda kalmadan veya endişelenmenize gerek kalmadan, kendinizi kişisel olarak neşe veren şeyler yazmaya ve takipçiler kazanmaya başlayabilirsiniz. Ve tabi ki para kazanmaya da…

Amerika Birleşik Devletlerinde ne tür üretimler gerçekleşiyor, okuyucunun eğilimleri ne yönde?

Amerika Birleşik Devletleri çok büyük bir ülke ve buna bağlı olarak da çok çeşitli üretim teknikleri mevcut. Her şehrin kendisine ait bir alanı vardır. Bazı şehirler tabi ki daha aktif. Çoğu büyük şehirde fanzin festivali bulabilirsiniz. Kullanılan tekniklerde ise normal fotokopi makineleri, tipo baskı veya risograf hatta serigrafi baskılı zinler var.

Ne türden fanzinleri okumayı seviyorsun, takip ettiğin birkaç tanesini bana söyleyebilir misin?

Doris dergisini her zaman sevdim ve son zamanlarda gerçekten Gramarye’yi seviyorum ve Your Pretty Face is Going Straight Hell. Weird Walk ve Grimoire Silvanus gibi İngiltere’den çıkan folklorik fanzinlere de katıldım.

Amerika’da Fanzin Apartmanı gibi bir kolektif mevcut mu? Spesifik olarak Portland’da belki de?

Portland’da fotokopi makinemizin bulunduğu ve bize yardım eden insanların toplandığı Publishing Resource Center var. Orası bir topluluk merkezi gibi. Fanzinler hakkında konuşmak için aktif olarak buluşan Club Chicago ve ayrıca ülkenin her yerinde fanzin kütüphaneleri bulunduran aktif sayıda dergi kütüphanecisi de mevcut.

Dünyadaki Fanzin kültürü hakkında ne düşünüyorsunuz, diğer ülkelerdeki fanzinleri takip ediyor musunuz?

ABD, Kanada, İngiltere, Fransa ve Avustralya’daki etkinliklere gittim ve fanzinlerin yeni yerlere ve yeni arkadaşlara açılan “tuzak kapı” gibi olmasını seviyorum. Zinler sayesinde başka ülkelerden birçok arkadaşım var.  Hepimiz fanzin ürettiğimiz için birçok paylaşımda bulunabiliyoruz, kalacak ve gezilecek yerler veyahut ortak zaman dilimleri… Bence pek çok insanın düşüncelerini kağıda dökmekten ve başkalarıyla paylaşmaktan zevk alması harika. Hepimizin farklı olmaktan çok benzer olduğumuzu gösteriyor.

Son olarak Türkiye’deki fanzinlere ve fanzin okurlarına söyleyeceğin bir şey var mı?

Kendi hikâyeni anlat! Size neşe getiren zinler yapın! Fanzinleri diğer fanzin yaratıcılarıyla takas edin!