Sylvan Clowson, “Ne yazsa okunur!” dediğim fanzincilerden biri. İster öykü yazsın ister şiir ister deneme…
Palyaço Fanzin’in 21. sayısı “Hiper-Real” işte tam böyle, ortaya karışık bir sayı olmuş. İçinde isteyebileceğiniz her şey var: Öyküler, şiirler, denemeler…
Ama fanzindeki bu ortaya karışıklık durumu, beklenenin aksine bir sorun yaratmıyor. Kafa karışıklığı yaratmıyor. Çünkü Sylvan Clowson, güçlü kalemiyle ne hakkında yazarsa yazsın, yazının hakkını verebilecek yeteneğe sahip. Bu konuda onu takdir ediyorum. Kendisine edebiyatta herhangi bir tür sınırı koymuyor. Özgür bir şekilde hareket ediyor. Her yazı türünde kalem oynatabiliyor. Kendi sesini ve kendi dilini tüm yazdıklarına yedirerek ama.
Bir öyküsever olarak ister istemez öyküler en çok dikkatimi çekiyor. “Hiper-Real”, “Cızırtı”, “Fare”, “Ölü Kuşlar” ve “Aşırı Bilimkurgu Bir Hikaye” bu sayıdaki öyküler. Özellikle “Fare” ve “Ölü Kuşlar” bana kalırsa, bu sayının en sağlam öyküleri. “Aşırı Bilimkurgu Bir Hikaye” kara mizaha batırılmış, bilimkurguyla süslenmiş eleştirel bir günümüz öyküsü. Memleketin acınası haline dair iğnelemelerle, göndermelerle dolu.
“Hor Görme Mançiyi” ve “Haber Değeri Taşıyan Şiir” bu sayının şiirleri. Tabii, bu şiirler parodi niteliği taşıyan eserler. Ciddi bir şiirsel nitelik taşımıyor. Mizah ve eleştiri amacı taşıyorlar. Bu amacı yerine getirmek için yazarın farklı formları kullanma yolu.
“Ne Nedir? – Edebit Salgını” kısa bir deneme sayılabilir. Günümüz edebiyat piyasasını yerden yere vuran, piyasacılık salgınını gözler önüne seren, akıllıca bir yazı diyebilirim. Edebit adı verilen bir hastalığa benzetiyor bu çürütücü durumu. Bu salgının tek çözümü olarak ise fanzinciliği öneriyor.
Sylvan Clowson, kendini tekrar etmeden Palyaço’luk yapmaya devam ediyor. Bir sonraki gösteriyi merakla bekliyorum.
Edebit Salgınına rağmen,
Fanzin Yürüyor!