Sert kırılmaların yaşandığı zamanlar… Saçma bir sistemin içinde debelenen, kendince bir yol bulma çabasında olan ve her arayış girişiminde düşe kalka ilerleyen bir sınıfın seyre dalmış insanlarıyız. Emek elimizdeki tek kanca, yer bulabildiğimiz noktadan asılıp hayat diye kabullendirildiğimiz bir çarkın içinde durmadan döndürülüyoruz. Yüzümüze çarpan serinliği yıllardır marifet sayarken, çoğunluğun yarından bir beklentisi yok. Eşitlik ve siyasal tiyatrolar, bilindik bir parodiden öte değil. Bir de Corona var tabii. Sanal rüyalarınızdan bizleri tokatlayarak uyandıran, soğuk gerçekliğimizi yüzümüze vuran virüslerimiz.
İktidarsız Fanzin 2. sayısıyla tam bu noktada karşımıza çıkıyor. İlk sayısına bakıldığında daha fazla içerik ve çeşitli konu başlıklarıyla fanzin sayfalarını doldurmuş, yer yer tartışmalı konulara yer vermiş. Punk bir fanzin olarak lafın dolandırmadan mevzulara doğrudan girişler yaparak, söyleyeceğini net bir şekilde okuruna aktarmış. Punk üzerine yaklaşımları da kapsayan alıntılara da yer verilmesi, canlı bir kültürün güncel tartışmalarını da geçmiş referanslarla göz önüne getirmiş. Kendimi bir Punk olarak tanımlamasam da kesişim noktalarımızın var. Aynı yolda farklı yaklaşım tarzlarımız olsa da benzer şeyleri dert ettiğimizi görebiliyorum. Şimdi kısa kısa içerikten bahsedeyim.
Yeni sayının Corona gündemi içinde çıkmış olması fanzinde de yer bulmasına sebep olmuş. En çokta yoksul çoğunluğun etkilendiği bir pandemide bunun aksi olması zaten beklenemezdi. Servet biriktirenlere karşı bir tutumun her zamankinden daha fazla ses bulduğu, devletlerin bu sınıfsal sorunları dengelemek noktasında sadece bir araç olduğu gerçeğinin kabak gibi ortaya çıktığı bir zamanda İktidarsız, konunun üzerine giderek yeni başlıklar açmış. Bunlardan biri de Kira Grevi. Konu hakkında nasıl hareket edilmesi gerektiği, eylem stratejileri hakkında bilgiler içeren bir yazı var.
Tarihsel anekdotlar fazlaca mevcut. Gerek siyasal, gerek müzik tarihi üzerinden metinler, bu yönde okuma yapanlar için hayli ilgi çekici olacağını düşünüyorum. Nikaragua’daki Sandinista Devrimi ve The Clash grubunun 1980 yılındaki albümlerinin isim babası olması, Darby Crash’in kısa yaşamı bahsi geçenlerden bazıları. Bu kapsamdan devam edersek, sanat tarihi üzerine de tartışmalı konulara girdikleri görülüyor. Punk ve Fütürizm üzerine ara metinler olduğu gibi, Lady Lazarus’un yazdığı DadA tarihinden de bahsedilmiş. Duchamp ve “Çeşme”sinin çıkış noktası konusunda farklı düşüncelere sahip olsak ta kırılma noktaları iyi tespit edildiği açık. Sovyet Avangard afişleri ve Punk afişleri ortak tarihi de hayli ilgi çekiciydi.
Gürcistan Punk sahneleri üzerine Gerchi grubunun davulcusu Dato Tsomaia ile yapılan röportaj da bilgilendirici veriler içeriyor. Gürcistan ve Sovyet Punk sahnelerine dair anlatılanlardan tutun da fanzin varlığına dair anlatılanlar önemli. İktidarsız Fanzin’i çıkartan Furkan’dan edindiğim bilgiye göre yeni sayılarda benzer röportajların yer alacakmış.
Fanzinin bir sayfasını Bağımsız Sergi Salonu haline getiren İktidarsız, Levent Aslan’ın Okült Sergi ismiyle 5 adet çalışmasına yer vermiş. Galeri mantığının dışına taşan böyle bir işe yer vermesi düşünce olarak bence hoş. En azından varlığıyla simgeleşmiş olana karşı alternatif önerme.
İçinde yer alan görselleri, konu bütünlüğüyle ilginizi çekeceğini düşündüğüm bu işi PDF olarak indirmeniz mümkün.