KRİTİK: Yeni Çıkan Ray Fanzin’e Dair Notlar (PDFli)

Geçtiğimiz günlerde yeni bir fanzin çıktı. İsmi “Ray Fanzin”. Göktürk Yaşar’ın ve Mustafa Karataş’ın ortak gayretiyle çıkan bu işte, fanzin camiasından ve edebiyat mecrasından bildiğimiz isimlerin yer aldığını görüyorum. İki Dünya Savaşına da fotoğraflarla metinlerin görsellemesinin yapıldığı fanzinde belki de beni en çok etkileyen cümle kapaktaki kolaja ait.

“Ne cesaretle bizden umut bekliyorsunuz?”

Savaşın ve ölümün bu derece kanıksatıldığı, geleceğe dair beklentilerinin yok edildiği bir nesilden nasıl bir kapak beklenir ki?

Lafı dolandırmadan fanzine geçmek istiyorum ve dikkatimi çeken noktalardan dilim döndüğünce bahsetmek istiyorum. Kısa kısa notlarımı iletip sizi PDF ile baş başa bırakma niyetindeyim.

İlk olarak Belgin Karakuş’un “Mangal” isimli bir öyküsü karşımıza çıkıyor. Yalın bir anlatıma sahip öyküde seksüel istençlerin, açlık hatta yamyamlıkla eşdeğer güdülenmeler üzerinden hareket ettiğini sezdiren güzel bir yazısı var. İroni ve eleştirel yanlar mevcut. Hemen arkasından gelen “Bir Savaş Sonrası” şiirinde ise geçmiş zamana dair bir anlatımla, günümüz savaş koşullarından farklı olarak, geçmişe bir öykünme üzerinden hareket ediyor. Şiiri kaleme alan Emir Çiçekmekik.

ray fanzin 2

İşsiz Profesör ’ün deneme metni “Cogito Ergo Sum”da, Descartes’in ünlü tümcesi başlık olarak koyulmasına rağmen anlam bakımından metinde yer almamış. “Düşünüyorum, o halde varım”. Üzerinden tam 370 yıl geçmiş, varoluşa dair söylenmiş önemli cümlelerden bir olmasına karşın metinde “bilmek, bilgi” kavramları üzerinden tartışmaya açılmış. Bence bir tümleme yanılgısı içeren yazının içeriğinin bir benzerine Cem Yılmaz’ın stand up şovunda rastlamıştım. Güncel bir terim olan “Herbokolog” olgusu üzerinden çeşitli göndermeler yapılan yazıda, güncel Türkiye fotoğrafı değerlendirilmiş.

Mustafa Karakaş’ın “Kanlanrık” öyküsü ise nostaljik bir metin. Bir ayakkabı tamircisi ve oğlu üzerinden anlatılan hikâyede, anlatı hoş olmasına karşın bilindik, aşina olunan bir olay kaleme alınmış. Mesleki adanmışlık ve genç kuşağın bunu devralma arzusu her ne kadar günümüz koşullarında giderek silikleşen bir istenç olsa da yazım türü üzerinden yerli yerinde bir yazı.

Göktürk Yaşar’ın fragmanlara ayırdığı şiirinde ise sistem içinde hiçleşen, yok olan bireye dair seslenişlerin yer aldığını söyleyebilirim. Bir kaçış yolu arayan ve sonlanmaya yüz tutmuş bir yaşamın işaretlerini bizlere sunan Göktürk, ucuzlaşan, kalitesizleşen kitle tüketim malların üzerinden aynılaşan topluma ve insana dair ipuçları sunmuş.

“Bet Tripte Yalnızlık Ayinleri” ise bilindik bir Hayri Saraç metni olarak karşımıza çıkmakta. Alışıldık imge bombardımanlarından sıyrılarak metnin zamanına ayak uyduran anlatımlar kaleme almış ve her zamankinden daha yumuşak hatlara sahip olan bir biçim içerse de, en azından bu yazısında geçmiş tasvirlerinden pek de kurtulamamış olduğunu düşündürtüyor. Yakın zamanda yazım şeklinde bir değişime gideceğini belirten Hayri’nin yeni çıkacak işlerini merakla bekliyorum. J

“Etki Tepmesi” yazısı ise bireyin kendini oluşturmada rol model aldığı, taklit konusuna eğilmiş ve konu bunun üzerinden ilerlemiş. Örnek alınan, rol modellerimizi sorgulamamız gerektiğinin söylendiği yazıyı Bülent Bulut kaleme almış.

Anlam katmanlarının yoğunlukta olduğu Kağan Will Şahinoğlu’nun “Bilmem Yaşım Kaç Adım Yürür” ise birçok yönlendirmeyi içeriyor. Duygusal durumun durağan olmasından ziyade metin örgüsü savrulmaya oldukça müsait. Şiirin zamanı alabildiğine birbiri içine geçmiş ve karışık.

Son olarak Serkan Üstündağ’ın “10 Kişilik İşkence” isimli öyküsü ise bir soruyla başlıyor.

“Tek başına on gün mü işkence çekerdin yoksa dokuz arkadaşınla birlikte bir günlük işkence mi?”

Öyküyü anlatmayacağım fakat metinde ara ara giriş yapıp çıkan şeytanın, kişi içindeki groteks, kötücül yanın farklılıkları üzerinden bir pencere açması hoşuma gitti. Öykü sonunda ise başka bir noktaya evrileceğini sezdiren metni okumanızı tavsiye ederim.

Fanzinin tamamı kâğıt üstünde birleştirilmesi ve taranarak çoğaltımının yapılması işe ayrı bir hava katmış. İzmir’de fanzin raflarında ulaşabileceğiniz fanzine ilerleyen zamanlarda diğer şehirlerde de karşınıza çıkabilir. İsterseniz siz en iyisi aşağıdaki PDF dosyasına tıklayın ve okumaya koyulun dostlar.

Fanzin Yürüyor!

 

FANZİN: Ray Fanzin Sayı 1 (PDF İNDİR)

Yorum bırakın