Gökyüzünden Bir Armağan: Sağanak Fanzin

Son zamanlarda kağıt zamları dahil olmak üzere birçok olumsuz gelişme fanzin çıkartan insanları oldukça zor durumlara soktu. Basılan fanzinlerden e-zine olanlar oldu veya yeni çıkacak fanzinler direk internet üzerinden yayın hayatına başladılar. Olabildiğince takip etmeye çalışıyorum ama kağıt olgusunu hala yıkamayan insanlardan biriyim.

Yeni çıkan işleri sosyal medya ve benzeri internet ortamlarından takip ediyorum. Özellikle İzmir, İstanbul gibi şehirlerin dışından gelen fanzinler daha çok ilgimi çekiyor. Sağanak Fanzin de bunlardan biri. Kendileri iletişime geçip fanzin çıkarma serüvenleri ve nedenleri üzerine konuştuk.

-Günümüzde edebiyat ile ilgili birçok iş yapılıyor. Sizi fanzin çıkarmaya iten ne oldu?

  Bizim Edebiyat fanzini çıkarma faaliyetlerimiz veya düşüncelerimiz hep ihtiyaç olduğu anlarda nüksetti. Özellikle bulunduğum bölgede Edebiyat ile alakalı çok az şey olduğunu fark ettik. Yakın çevremizde var olan yetenekleri görmek adına fanzin çıkarmak da tabi ki planlarımız arasına dahildi. Şahsım adına dört ekibim adına bir senedir planlarımız arasındaydı.

– Sağanak fanzin ismini nasıl aldı?

Ekibimizle gerekli konuda çok istişare ettik. Bu konuya çok zaman ayırdık. Çünkü isim, bir fanzinin yüzüdür. Tüm insanların ortak paydası olan şeyleri konuşurken düşündük ki: ‘Aynı gökyüzü altında yaşıyoruz’. Gökyüzü ile alakalı olacağı belliydi ve onun alt dallarına bakmaya başladık. Sonunda böyle karar verdik.

– Sağanak fanzin nerede çıkıyor? Yaşadığınız yerde fanzin ile ilgili başka işler var mı?

Bu soruyu sorduklarında genelde ‘gökyüzü altında çıkıyor’ diye cevap veriyorum. Ama madem gerçek doğum yeri soruluyor öyle cevaplayalım. Sağanak Fanzin, Karabük’te çıkıyor. Fakat asla sadece yerel bir fanzin değil. Basımından itibaren Türkiye’de yaklaşık 30 ile dağıtımı gerçekleşti, hala da devam etmekte. Karabük’te edebiyat adına bir fanzin duymadım. Fakat evet müzik adına bir fanzin olduğunu hatırlıyorum.

– Fanzin ekibi nasıl toplandı? Ekip olarak başka neler yapıyorsunuz?

 Melih Bahaddin Küçük olarak Edebiyat çevrem mevcut. Fakat farklı farklı yerlerde bana düşen bu arkadaşları birleştirmek oldu. Henüz ilk sayımızı çıkarttık, ilerleyen süreçlerde şiir günleri, yarışmalar, çay muhabbetleri gibi projelerimiz var.

– Sağanak fanzin nerelere dağılıyor? İlk sayı için geri dönüşler nasıldı?

Sağanak Fanzin yukarda da bahsettiğim üzere otuz ile dağıtıldı. İstanbul’da Mephistolarda da mevcut. Onun dışın da Çorum, Ankara, İzmir, Diyarbakır, Bursa, Hatay gibi illerimize de gönderdik.

İlk sayı için geri dönüşler beklediğimizden daha güzeldi. Kimisi bir fanzin formatından ziyade kesinlikle bir dergi formatında olduğunu; içeriğine bakılırsa da Sağanak Fanzin, Her ay Kafka Okur dergisinde düzenli olarak şiir yazan Ömer Okatali, Mahfel dergisi Genel Yayın Yönetmeni Muhammed Münzevi ve edebiyatla yatıp edebiyatla kalkan kişilerden oluşuyor. İlerde Sağanak Fanzini çok güzel yerlerde göreceğimizi söylüyor, kimisi de kapakta var olan küçük prense övgüler yağdırıyor.

– Türk edebiyatı hakkında görüşleriniz nelerdir?

  Öncelikle edebiyat, ‘adb’ kökünden gelen Arapça kökenli bir sözcüktür. Dünyanın nasıl 4/3’ü sularla çevriliyse; Edebiyatın da 4/3’ü edep ile çevrilidir. Geçmişten bugüne kadar Türk Edebiyatımızda dil, görüş, metin konuları hatta alfabeler bile değişmiştir. Fuzuli’den, Oğuz Atay’a, Nefi’den Nazım Hikmet’e her yazar/şair çağının gerekliliklerini yapmıştır.

Burada da bize düşen geçmişin tekelinde değil; ışığında Edebiyatı elimizden geldiğince idame ettirmek ve geleceğe edebiyat ile alakalı bir şeyler bırakabilmektir.

– Sağanak Fanzin’i okumak, bilgi almak isteyenler size nasıl ulaşabilir? 

 Sağanak Fanzin’i okumak/ulaşmak isteyenler instagram adresimiz ‘saganakfanzin’ ‘ den bizlere ulaşabilirler.

 Hoşgörülerinden dolayı Fanzin Apartmanı ailesine ekibim adına da teşekkür ediyorum edebiyatın edebiyetiyle kalın…

İnceliklerinden dolayı biz Sağanak Fanzin’e Teşekkür ederiz. Yolları uzun olsun.

Fanzin Yürüyor!

Şehrin adabına uymadan, adama kul olmadan.

Efendileri peşine takıp ardına bakmadan…

Yorum bırakın