FANKİT: Döküntü (PDFli)

“Bir kere daha nazikçe küfrederek yanından uzaklaşmıştım. Sevaplarımı ve günahlarımı hesaplıyordum. Bir baktım da, yanmışım ben.” (s3)

Bir pencere kenarında başladı tüm heyecanlarımız. Kimi zaman mahalleden geçen bir araba, kimi zaman güneşleri solduran güzellikte bir kadın. Hepsi bir iz bırakır oldu. Hatıralarımız ve hayallerimiz bıraktıkları yolu adımlamaya yeminliydiler. Sonları ne olur bilinmez.

                Kekik kokusu sizlere ne hatırlatır bilmem ama Mustafa Bakır’ın kaleminden çıkan “Döküntü” isimli fankiti okuduktan sonra bir anlamı olacak sizler için. Cam kenarında solan fesleğenleriniz olmaz umarım. Döküntü, hepimizin hayatında olan bitenlerden birer parça barındırıyor aslında. Anlatılan sokaklar bizim sokaklarımız. Aşklar bizim aşklarımız. İçilen her çay bizim yudumlarımız.

                Şiir gibi altı öyküden oluşan fankit; aşk, ölüm ve yaşama sevinci gibi birbirinden zıt ama bir o kadar yakın duyguları ve olayları yaşatıyor bize. Uzun zamandır az bir örneğini gördüğüm heyecanla okunuyor öyküler. Sevginin saf hali her bir öykünün içine virgül ile nokta gibi dağılmış.

Ömrümüzün dışkısıdır haykırışlarımız.

Bir baltaya sap olma mücadelasinde kaybettik,

Gömlek cebimizdeki karanfilleri…

Bu üç satırla başlayan bir ön şiir ile selamlıyor Mustafa bizleri. Aslında şu üç satır hem “Döküntü”yü, hem de hayatımızı özetliyor. Sabah sabah uykumuzdan uyandıran egzoz seslerini duyuyorsanız ve ortaya dökülmesi gereken yaşantılarınız varsa eğer “Döküntü” size gereken cesareti ve dirayeti sağlayacaktır. Şimdi gidip bir çay demleyin ve tüm mahalleyi güne kaldıran o kadın geçmeden sokaktan, birkaç sayfa okuyun. Tofaşınız varsa eğer 1-0 öndesiniz.

Ne olacak şimdi?

Savrulan neydi?

Kan mı, Kül mü?

FANKİT: Döküntü (PDF İNDİR) 

Yorum bırakın