Değilse Bozmaya, Bozuksa Kendini Bulmaya: Başıbozuk Fanzin Röportajı

Herkese merhaba,

Umarım herkesin sağlığı yerindedir. Geçen aylarda Fanzin Apartmanı tarafından da incelemesi yapılan ve okurların ilgisini çeken Başıbozuk Fanzin ile güzel bir röportaj gerçekleştirdik ve sizlere daha yakından  seslerini duyurmak istedik. Şimdilerde dijital mecrada yayın yapan ve yeni bir şeyler ortaya koyma arzusunda olan bu arkadaşlarla tanışın. Son sayılarına ulaşmak için bağlantıya tıklamanız yeterli.

 

Böyle bir fanzin fikri nasıl ortaya çıktı? Başıbozuk ismi nereden geliyor?

Öncelikle şunu söylemeliyiz ki hayatlarımızın yoğun temposunu da düşünecek olursak güzel işler çıkarmak için emek harcayan iyi ve sağlam bir ekip olduğumuzu düşünüyoruz. Pandeminin de olduğu böyle bir dönemde düşüncelerimizi ve duygularımızı hapsetmektense bir yere aktarmanın hepimize ve çevremizdekilere fayda sağlayacağını düşündük. Neden bir şeyler ortaya koymayalım diye tartışırken aramızdan bir arkadaşımız fanzin fikrini öne sürdü. Yazma eylemimizi bir hobi dışına taşıyıp bir uğraş haline getirmek istedik. Fanzin kültürünü bir süre araştırdıktan sonra bu kültüre fazlasıyla imrendik. Ardından çalışmalara başladık. Ve işte gerisini siz de biliyorsunuz.
Başıbozuk ismine gelecek olursak söyleyeceklerimiz kısa ve öz. Başımız bozuk. Zaten hangimizin düzgün ki? O yüzden dediğimiz gibi “değilse bozmaya, bozuksa kendini bulmaya”

Carl Sagan’ın deyimiyle değil de sizin anlatımınızla yalnızlık olgusunu duymak istiyoruz. Bizlere bu sayıda neden bu temayı seçtiğinizi özetler misiniz?

Daha çok pandeminin etkisiyle bu temayı seçtiğimizi söyleyebiliriz. Sokaklardaki alışılmadık sessizlik “yalnızlığımızı” bizlere göstererek bize ilham verdi. İlk defa kendimizle baş başa kaldığımız bu süreçte bu temayla birlikte fanzinde insanların da kendilerinden bir şey bulabileceğini düşündük. Yalnızlığın bize göre olan tanımı ise aslında ilk sayımızın tamamı diyebiliriz. Sayımızda ekip olarak kendimizce yalnızlığı nasıl tanımladığımızı yazıya dökerek aktarmış olduk.

Kapağında ilk sayınızda yalnızlık temasını seçmişsiniz ve kapağı da soluk mavi noktayı (dünyanın en uzaktan görünüşü) kullanmanızın ayrı bir önemi var mı?

Soluk Mavi Nokta bize bütün insani duygularımızın aslında kozmik boyutta hiçbir anlam ifade etmediğini hatırlatıyor. İlk sayının giriş yazısında da dediğimiz gibi insan egosunun yalnızlığı karşısında ne kadar çaresiz olduğunu resmediyor aslında. Bir bakıma günlük endişelerimizin törpüsü gibi. İlk sayı üzerine çalışırken de bu rutin dünyevi duygulardan izole olduğumuz bir süreç içerisindeydik. Yaşadıklarımızı ve yazılarımızda anlatmak istediklerimizi belki de bizim kelimelerimizden daha iyi özetliyordur.

Fanzin kültürü üzerine düşünceleriniz nedir? Fanzin olgusunu hangi perspektiften okuyorsunuz ve değerlendiriyorsunuz?

Jenerasyon olarak katı kuralları sevmediğimizi söylesek abartmış olmayız. Bu nedenle fanzinin serbest, özgür çalışma kültürünün bizi çekmesi şaşırılacak bir durum değil. Bunun yanında herhangi bir kurum ya da kuruluşa bağlı olmadan sadece “biz” -bir grup lise öğrencisi- olarak kendi başımıza bir şeyler üretme ve bunu insanlarla paylaşma düşüncesi oldukça heyecan vericiydi. Hala içinde olduğumuz pandemi sürecinde bir şekilde motive olup bir şeyler yaratmak için bize en uygun alanın fanzin olduğunu düşündük ve düşünmekteyiz.

Basım ve dağıtım maliyetlerinin daha da arttığı bu zamanlarda nasıl devamlılık sağlamayı düşünüyorsunuz?

İlk iki sayımızı dijital olarak yayınladık ve en kısa zamanda fiziksel olarak da basmayı hedefliyoruz. Bunu etrafımızda bizi az da olsa maddi anlamda destekleyebilecek insanların da yardımıyla yapmayı umuyoruz. Gelecek sayılarımızda da bu şekilde devam etmeye çalışacağız. Eğer olur da basım yapamazsak bile dijital ortamda varlığımızı sürdürmek istiyoruz.

Geleceğe dair beklentileriniz, yapmak istediklerin nelerdir? İlerleyen sayılarda Başıbozuk Fanzin’de ne gibi başlıklar göreceğiz?

Genç nesil olarak yapabileceklerimizin farkındayız ve bunun için fırsatları beklemek yerine fırsatları yaratmamız gerektiğini düşünüyoruz. Bu doğrultuda gelecekte, kendi fikirlerimizi özgürce paylaştığımız ve başkalarının da bizim üzerimizden kendi fikirlerini özgürce paylaşabildiği bir platforma dönüşmek istiyoruz.

Başıbozuk olarak genelde soyut kavramlar üzerinden devam etmeyi hedefliyoruz. İleriki sayılarda da başkaldırı, ideal yaşam sancısı, arayış gibi düşünmesi ve tartışması hem zevk veren hem de savunabileceğimiz güçlü fikirlerimizin olduğu
başlıklardan gitmek istiyoruz.