Çubuk Fanzin. Nedendir bilmem ismini duyunca bile bir gülme geliyor. Çubuk, ikinci sayısının kapağında el yazmasıbir İSSN kodu olan, hemen altında “Fiyat: Kıbrıs Pahalı” yazan kendi halinde fanzin. Benim için her şey bu ibareyle, Beşiktaş’ta ufak bir kafenin masasında gözüme çarpmasıyla ve pis pis sırıtmamla başladı.
Detayı bol bir kapak çizimiyle “Al beni oku, okumasan da bir bak” diyen Çubuk, ilk sayfalarında doğumunu, üretme inadını, fanzin çıkarmanın gönüldeki tesirini tabii ki komik bir dille çizip anlatıyor. Yani ben güldüm.
Sonra Çubuk’un faydalarını anlatan karikatürde “Neden Çubuk Okumalıyız?” sorusunun cevaplarını buluyoruz. Belki hiç aklınıza gelmez ama Çubuk Fanzin kas gelişiminize destek olur.
İçerdeki karikatürlerin en güzel tarafı kuru bir komediden ziyade fikri bir altyapıyla, ince bir eleştiriyi içinde barındırması belki de. Ayrıca fanzinin içinde çizgi roman ve karikatür dışında mizahi bir anlatı, otoröportaj(güzel oldu bu isim), kolaj ve hatta kapanış mahiyetinde bir şiir bile var Cansel Hürkalem’den.
İçerikler Mert Dolapçıoğlu, E. Sağlam ve Güven Bilge’ye ait. Ancak eserlerin büyük kısmında isim yazmadığı için neyin nesidir kimin fesidir pek anlamıyoruz. Şahsen ben bilmek isterdim. Belki de bilmek kötüdür, bilemedim.
Kendi kendimize röportaj kısmında önemli meseleler hakkında derin bilgiler verilse de milyonların merakından çatladığı birkaç husus hakkında Çubuk Fanzin’e sorduk:
Fanzin çıkarma fikri nasıl doğdu?
– MERT: Eski çalıştığımız dergide otururken kapağı yırtılmış boş bir sketchbook gördüm, elime alıp bir süre baktıktan sonra tamamen anlık bir şekilde, E.Sağlam’a dönüp “Abi bir kelime söylesene” dedim. Anlamsızca suratıma baktı ve ardından ”ÇUBUK” dedi. Ben de kalemi alıp oturdum. İlk sayısının kapağını çizmeye başladım. Başta herkes Mert sadece bizi güldürmek için yapıyor sanıyordu. Kapak bitince dergide bulunan çizerlere uzatıp “Sen de çiz, al abi bu sayfa senin” diyordum. Önce onlar da makara sanıp duraklıyorlardı. Sonra benim kararlılığımı, ısrarımı görünce bir şeyler çiziyolarlardı. Çoğunu ben yazıyordum o zaman “Al abi şöyle bir şey çizsene” diye. Sağolsunlar kırmadılar. Böylelikle Çubuk Fanzin’in temelini yırtık bir sketchbook sayesinde atmış olduk.
Çubuk Fanzin’i çıkarmaktaki gayeniz nedir?
– E SAĞLAM: Mert Dolpğçıoğlu, Güven Bilge, E.Sağlam olarak beraber yapmak istediğimiz, tamamen kendi anlayışımıza göre bir alanı yaratmak. “Beraber bir şeyler yapalım, ismi de hazır, hadi o zaman kendimiz de dağıtırız!” kadar sade bir gaye.
Fanzinin renksiz olmasının burukluğunu çizerken yaşıyor musunuz, yoksa böyle de gayet güzel mi?
– GÜVEN: Aksine başından beri siyah- beyaz olsun istiyorduk. Eskiz defterlerindeki sıcaklığı yansıtmak istiyoruz. Bu anlayışla çiziyoruz.
Siyasi bir dokunuş yapmayan mizah dergisi var mı bilmiyorum. Çubuk Fanzin’in apolitik olmak gibi bir iddiası var mı? Yoksa bu siyasi suskunluk niyedir?
– GÜVEN: Konu ayırt etmiyoruz. Fakat çubuk gündem karikatürleri gibi bir sayfa yapmayacağız.
Fanzinde tasvir edilen SİKEÇBUK isimli dergiyle anlatılan rahatsızlığın aslı astarı nedir?
– MERT: Durup dururken dalgasına dergi kapağı tasarlamak Leman’da çalışırken ustalarımızdan Kemal Aratan’dan gördüğümüz bir şeydi. Eskiden bıyığa zam gelse keşke diye düşünürdüm. Eskiden düşündüğüm bir tasarımdı.
Fanzinin; sayfa sayısını artırmak, kadroyu genişletmek, içeriği çoğaltmak, Kıbrıs’a dağıtım yapmak gibi planları veya hayalleri var mı, kendi hâlinde devam mı?
– E. SAĞLAM: Çekirdek kadromuz (3) sabit. Ayrıca çizer arkadaşlarımızdan da çizim istediğimiz oluyor. Mesela Cihan Topçu’nun harika illüstrasyonları ve kolaj çalışmaları var. Kıbrıs’a da her yere de kargo ücretini karşılarlarsa yolluyoruz. @cubukfanzin instagram adresimize mesaj göndermeleri yeterli.
Çizmeseydiniz çıldırır mıydınız?
– Bir arada iş yapamasaydık çıldırırdık. Çubuk birbirimize olan bağımız ve insanlara yaptıklarımızı paylaşma isteğimizin ürünüdür. Kendimizi en iyi ifade ettiğimiz şekilde çizerek ifade ediyoruz. Hayallerimiz tabii ki var ve şu an bize ait…
Teşekkürler.
Biz teşekkür ederiz. Sizlere ulaşmak cesaret verici.