Bilen, Bilmeyen İçin Kaos Çocuk Parkı

 

“Biz, yani bu parktaki çocuklar; farklı coğrafyalar, farklı düşünsel evrenler, farklı çevrelerden geliyor; belki de farklı siyasi fikirlerle bu salıncaklardan sallanıyoruz…”

Piyasalaşan ve günden güne tekelleşmesini sürdüren günümüz edebiyatı, popüler hâkimiyetiyle dün olduğu gibi bugün de meşruiyetini sürdürmekte. Bireysel çabaların bir noktaya kadar varlığını sürdürdüğü ve bir aşamadan sonra yazan kişinin kirlenmekle, bırakmak arasında kaldığı gerçeği görünen bir olgu. Kolektif algıyla, bu dümen suyuna direnen, “satan edebiyat” anlayışına karşı çıkan ve inadına, rüzgâra karşı yürüyenlerin çabalarıyla varlığını sürdüren değerler de zamanın belleğine kazılı. Sisli yeraltı tarihinin izleri, yeni işlerin üretimi adına, itiraz edenlere ışık tutacaktır.

İşte; bilen bilmeyen için Kaos Çocuk Parkı

2008 yılında Lokman Kurucu’nun öncülüğünde bir araya gelen Ormanşehir Sanat Edebiyat Kolektifi, yeni kadroların eklemlenmesi ve daha ciddi işlerin yapılması amacıyla, kuruluşundan iki yıl sonra Kaos Çocuk Parkı adı altında bir araya geldi ve ürünlerini vermeye başladı. İlk olarak dergi ile yola çıkan kolektif, HIZ sayısını çıkardı ve Demir Küçükaydın, Neşe Yaşın, Yılmaz Odabaşı, Güven Pamukçu ve Zeynep Uzunbay gibi isimler yer aldı. Sadece 16 sayfa olmasına rağmen güçlü bir çıkışın ilk sinyalleridir.

“Sanal kanallar üzerinden bir hezeyandır gidiyor. Sayısız yaşantıların ihtişamı bir dokunuşla gözümüzün önünde. Ne koparırsamın kıran kırana yarışı sürmekte. Yalnız ruhlar bir körebe oyununda birbirlerine dokunmaya çalışıyo. Sevgililer, kırık kalpler, sanal mesajlar yoluyla birbirlerinin haritasını takip etme telaşında. Birden karşılaşılan fotoğraflar büyük yıkımların sebebi… Kıskanç âşıklar, işaretleri okuyup iz sürüyor. Yitirme paniği hep başrolde.” (Sanal Zamanlar Manifestosu-Neşe Yaşın’dan alıntı)

lokman kurucu2
Lokman Kurucu

Kısa bir süre sonra, bastıkları fanzin kitaplarıyla, yayınevleri çemberine sıkışmış yazar algısına karşı bir hareket başlatarak dikkatleri üzerine çektiler. Pdf ile dağıtımı yapılarak ilk dolaşıma sokulan kitap, Lokman Kurucu’nun Sinek fanzin kitabıdır. Aslında olay tam da, bir yazarın yayınevleri çemberinden çıkış noktası aramasıyla başlar ve kendi kendinin doğumuyla gerçekleşir. Email yoluyla kitabını arkadaş listesindeki dostlarına gönderirken, aslında bir dağıtım yaptığını ve bunu fanzin haline getirerek de okura ulaşabileceğini görür. Emaile geri dönüş yapan yazar arkadaşları üzerinden Lokman Kurucu, yayınevi varlığının belki de en tartışmasız noktası olan yayınlanmak olgusuna kendi çıkışıyla cevap verir.

Geçen 6 yıl boyunca 40 fanzin kitap basan kolektif, KÇP Fanzin, Heroinstar, Bizot, Morg, Rüya Senaristi gibi fanzinlerin de çıkartarak yaygın okur ağına ekledi. Fanzin Kitap yazarları arasında Pınar Selek, Sırrı Süreyya Önder, Cezmi Ersöz, Altay Öktem gibi bilinen isimler de var ve Türkiye’nin 81 iline ulaştıklarını, ücretsiz olarak dağıtıldıklarını düşündüğümüzde aslında olayın çapı, bir anlamda kendini gösteriyor.

cezmi ersöz kaos çocuk parkı

“Ancak bugün, yani bu yüzyıl, bu ay ya da tam da bu saat, belki kitaplığımıza bir baş yapıt yazıp koyabilecek onlarca insanı yayınevi kapılarında kaybediyoruz… Seri üretime geçmiş, kopya yaşantıları oluşturan o popüler kültür, kitapçılardaki “çok satanlar” raflarını da belki sert bir tabirle yayın evi pohpohçusu bir kitleye bırakıyor…

Bununla savaşmanın yolu çok açık, kendi rafını oluşturmak… Belki önce bir, iki… Ancak muhakkak bu çirkef sanat ve edebiyat üslubu yenilecektir… Fanzin dünyasını fazlasıyla önemli görüyoruz… Biz de böyle yola çıktık ve o yolda yürüyoruz… Ancak sadece Fanzin ile olacak iş değil bu; başka eylemler gerek… Başka bir şeyler söylemek lazım…” (siyasihaber3.org sitesi röportajından)

Bu röportajlarından birkaç gün sonra, Akbank Sanat binasından, Küçük İskender’in moderatörlüğünü yaptığı, Yekta Kopan, Buket Uzuner’in konuşmacı olduğu Edebiyat Buluşması için gelenler karşılarından onları buldular.

“Bir yandan popülerizme karşı tutumlar takınan bu kişiler, diğer yandan kendi popüleritelerini ayyuka çıkarmışlardır. Edebiyat dünyası içerisinde kendilerini bir otorite haline getirmişlerdir. Bu otoriteyi kullanarak edebiyat dünyasına şair-yazar atayacak kadar çirkinleşmişlerdir. Böylesi bir otoriteyi ancak sermayenin gücü ile sağlayabileceklerini bildikleri için de, sermaye yalakalıklarına bugün burada devam etmektedirler.

Elbette bizler tekelci sermayenin şair-yazarlarını muhatap alacak, onları eleştirecek değiliz. Ancak bu kişilerin ikiyüzlülükleri, kendilerini anarşist, sosyalist olarak tanımlarken bunları yapmaları, bizler için teşhir edilmesi gereken bir konudur. Onların maskelerini düşürmek bu anlamda zorunludur. Bu sorumluluk aynı zamanda, sermaye ile uzlaşmayan tüm çevrelerin sorumluluğudur. Halkın değerlerini kullanarak sermaye şair-yazarlığı yapan kişiler tecrit edilmelidirler.” (Basın açıklamasından bir bölüm)

ŞAİR SİMİT SAT, ONURLU YAŞA yazan pankartlarıyla etkinliği protesto ettiler ve basın açıklamalarını okudular. O günden geriye ise akıllarda bu fotoğraf kaldı.

sair-simit-sat-onurlu-yasa-24598-5

KÇP içinde bulunduğu zamana eleştirel tavır her noktada kendini gösteriyor ve kendi gibi düşünen yazarlarla eklemlenerek yoluna devam ediyordu. Mesela Heroinstar yabancı menşeli yeraltı edebiyatına karşı bir eleştiri niteliği taşırken, Bizot ise Hüseyin Emre’nin üstlendiği, Kürtçe bir fanzin. Bu coğrafyanın tüm değerlerine sahip çıkan ve başka dillerde de ürünler verilebileceğini göstermek amacıyla ortaya koyulan işler. Tabii böyle bir kolektifin özünden gelen bir muhalif tavrı olmasına karşın, salt bir siyasi öğeye saplanmadan yoluna devam eden ender birlikteliklerden. Mücadele satını öncelikle edebiyat üzerinden kuran ve klasik manadaki, suya sabuna dokunmayan edebiyat algısına karşı kafa tutan bir duruşa sahip denebilir.

“Dünya’dan bağımsız kalamazdık. Bugün yerküre bu denli kirlenmişken, savaşlar, katliamlar, işkenceler, doğa talanları, sokak ortasında vurulan gelecek günler bu denli çokken, sadece kuş ve böceklerden bahsedip çayımızı yudumlayamazdık…”

Bir yıl önce Lokman Kurucu tarafından faaliyetleri sonlandırılmış olmasına rağmen şu günlerde, İstanbul’da bir mekân üzerinden harekete geçecekleri duyumunu aldık. Umarım yenisiyle eskisiyle, daha çok fanzin kitap okuma şansı buluruz.

Yorum bırakın