Başlamamakla başlayan masalın ana karakterinin, romatizmanın beden hâline bürünmüş olarak bin yıl bekleyecek kudreti varmış ve bakıyormuş güneş ısınarak onun gülüşüne. Tam da içindekini, gömleğinin rengine bularken Huysuz Virjin kaçarak uzaklaşmış. “Telefonsuz kalındığında aranacak bir diğeri de bu olsa gerek…” diye düşünmüş Romatizma ve son serçenin de ölmesini beklemiş.
Toprağı dinledikten sonra patikalarda koşmuş bir müddet. Ne anladığını boşvermiş, nasıl uyandığına odaklanmış. Hüzünlü köklerden yolluklar yapmaya başlamış; hayalleri olurmuş böyle bastırılmış karakterlerin. “Kendimi cennetle müjdeliyorum!” diye bağırıvermiş Romatizma ve sonrasında da “Yalanım batmıyor, kükremiyor hayvanlarım…” diye içerlemiş. İşte o zaman, ağrıları yaklaşmış ve “Senin mi mültecin olacağım?” diye sormuş, “Bir anlık yüzmeyi unutup, ebediyen teslim?”
Alın size bir fanzinin hiç çekinmeden sunulmuş geniş özeti. Özetinin bir şey ifade ettiğini sanmıyorum ama fanzinin kendisi size anlam dolu ifadeler sunmuş. Anlam dolu, demişken “Kadife”nin “Kutsal Sevgi” anlamıyla seçilip seçilmediği konusunda tam karar veremedim. Sevginin de zaman gibi göreceli bir kavram olduğu göz önüne alınırsa bir fanzinin tomurcuklandığını iddia etmekten öteye geçemiyorum çünkü hem oral hem de topikal kullanımı söz konusu olan bir şeyden bahsediyoruz, evet, kadifeden.
Kadife Fanzin’in tomurcuklanmasında (yani, ilk sayısında) katkı sağlayanlar: çizimleriyle; Murat Ergin ve Fatma Yıldız – öyküsüyle; Murat Ergin – şiirleriyle; Devrim Horlu, Armağan Altay, Emre Varışlı, Gökay Küpeli, Çağrı Topsöken, Bekir Dadır, Sylvan Clownson, Göktürk Yaşar, Furkan Dölek, Sefa Abay, Hüseyin Ferhad, Berkay Kırmızıkan, Levent Özbek, Oğuzhan Kayacan ve Seda Suna Uçakan [Not: Şiir sırasına göre değil de kapaktaki isim sırasına göre yazdım isimleri.]
Şiir yoğunluğu yüksek olan bu fanzini şiir severler kaçırmasın çünkü aralarında belki farkında olarak ve belki de bilim insanlarının inanç sistemi olan “tesadüf” eseri bir uyum içerisindeler. Giriş kısmında ortaya çıkan masalımsı gibi bir şey anlatıyor bütünü, tabii ki bana anlattığı böyle bir şeydi, sizinki kesin farklı olacaktır.
Umalım ki bu tomurcuklanmadan daha nice eserlere yolculukları devam etsin. Ne derler, bilirsiniz;
Fanzin yürüyor!