Hemen hemen her alanda olduğu gibi fanzinlerde de pandemi başladığından beri bir eksiklik, kepenk kapatma söz konusu. Ama bazı fanzinler pandemiye inat sıkı üretimlerini sürdürmeye devam ediyorlar. Bunlardan biri de “Paltosuzca Fanzin”. Geçtiğimiz ay son sayısı yayınlanan fanzin okuyucuları ile bir kez daha kucaklaştı. Boşluğun bir kara veba havasında süren bu dönemde buna direnenlerden olan Paltosuzca Fanzin ile güzel bir röportaj gerçekleştirdik. Fazla uzatmadan sözü onlara bırakalım:
1- Merhabalar. Öncelikle ben fanzinin ismi ile başlamak istiyorum. “Paltosuzca” ismi nereden çıktı? Gogol ile bir bağlantısı var mı? Şahsen ben ilk duyduğumda aklıma Gogol’ün “Palto” öyküsü gelmişti.
Merhaba, evet Paltosuzca isminin Gogol’un Palto isimli hikâyesiyle bir bağlantısı var. Esasında daha çok Dostoyevski’nin “Hepimiz Gogol’un paltosundan çıktık.” sözüyle alakalı. Biliyorsunuz, Dostoyevski bu sözüyle 19.yüzyılın ikinci yarısından sonra ortaya çıkan büyük Rus yazarlarının esin kaynağının Gogol’un Palto’su olduğunu ifade eder. Bizim, edebiyata gözümüzü açtığımızda o dönemin Rus yazarlarının Gogol ve Palto hikâyesiyle kurduğu bir bağ gibi bağlantı kurabileceğimiz bir özne yoktu. Yanlış anlaşılmasın, elbette Nazımlardan, Yaşar Kemallerden, Aziz Nesinlerden besleniyoruz; köklerimiz sağlam fakat biz edebiyata gözümüzü açtığımızda çağdaşımız olan ve ‘palto’sunun cebinden çıkabileceğimiz bir yazar, ya da bir edebiyat direnci yoktu ortada. Edebiyattaki piyasalaşma bir önceki dönemi tamamen sıfırlamıştı. Biz de bu yüzden ilk olarak “paltosuz” yapmayı düşündük ismimizi, daha sonra fonetik olarak da kulağımıza hoş geldiği için “Paltosuzca” isminde karar kıldık.
2- Fanzinde bir prensibiniz var mı? Bir yazıyı kabul etmeniz veya etmemeniz nelere bağlı? Size ürün göndermek isteyen insanlar nelere dikkat etmeli?
Genel olarak ırkçılık, kadın düşmanlığı, homofobi içermeyen ve hassas olarak yaklaştığımız değerlere karşı herhangi bir sorun teşkil etmeyen birçok eseri imkânlarımız el verdiğince yayınlamaya çalışıyoruz. Tabi yollanan eser sayısı bir hayli fazla olduğu için çoğu zaman birkaç arkadaş gönderilen eserleri değerlendirmeye alıyoruz. Ve bu eserlerin arasında kendi öznel edebi ve estetik yargılarımıza göre hangi eserin yayınlanıp yayınlanmayacağına karar veriyoruz.
3- Bazı fanzinler belirledikleri tema ile çıkış yapıyor. Gördüğüm kadarıyla sizin için böyle bir kural yok. Bu “Tema” fikrine karşı ne düşünüyorsunuz? Paltosuzca Fanzin’i ileriki sayılarda böyle bir eksen etrafında görebilir miyiz?
Belirli bir tema belirleyerek ya da o aya özel bir ‘sanat/edebiyat’ dosyası yaparak çıkış yapmak çok kıymetli bir durum. Şahsen biz de bu tarz fanzinleri keyifle okuyoruz. Ancak bizim fanzin için böyle bir düşüncemiz şu anlık olmadı. Bu çok ciddi bir sorumluluk ve güçlü bir yazar kadrosu istiyor. İleride umarız ki biz de böyle bir eylemin içine girebiliriz.
4- Fanzinin önceki sayılarında olduğu gibi bu sayıda da karşılaştığım bazı isimler var. Bu bende fanzinin bir kemik yazar yapısının olduğu düşüncesi uyandırdı. Çakılı bir kadronuz var mı?
Evet, bir kemik kadro sayabiliriz. Mehmet Can Kahraman ve Muhammet Akgöl ilk sayıdan beri aralıksız yazıyor. Grafikçi arkadaşımız Göktuğ Dağlıöz de teknik işlerde ilk sayıdan beri bizimle. Bunun dışında Berfin Ayhan, Ayşe Dağlı, Ayşe Metinoğlu, ve Nurduran Duman gibi değerli isimlerin de birçok kez çok ciddi katkısı ve yardımları oldu. Birkaç sabit yazarla beraber, çoğu zaman çevremizdeki arkadaşların eserlerini toplayarak ve mail adresimize gönderilen eserlerin arasından seçim yaparak yeni sayılarımıza devam etmeye çalışıyoruz.
5- Merak ettiğim bir hususta şu; her sayıda usta bir ressamı ağırlıyorsunuz. Ben dâhil olmak üzere çoğu okuyucunuz için çok beğendiği bir şey bu. Fikrin nasıl çıktığını, neden yaptığınızı açıklar mısınız?
Her sayıda usta bir ressamı ağırlamak aslında biraz tesadüfi gerçekleşmişti. İlk sayılarda nitelikli içerik bulmakta zorlandığımız oluyordu ve biz de sevdiğimiz ressamların eserlerine yer vermeyi düşündük. Ama bir yerden sonra artık bu bizim de hoşumuza gitmeye başladı. Şimdilerde ise içerik probleminden değil de sadece sevdiğimiz için ve yazıların monotonluğunu kırmak için usta ressamlara yer vermeye devam ediyoruz.
6- Pandeminin size nasıl bir etkisi oldu?
Herkesi olduğu gibi pandemi elbette bizi de olumsuz etkiledi. Bu olumsuzluğu, özellikle pandeminin başlangıç dönemindeki belirsizlikle beraber yaşadık. Örneğin, pandeminin başlangıcına kadar aralıksız her ay (sadece 1 aylık bir boşluğumuz vardı) çıkmamıza rağmen, pandemiden sonra bir süre iki ayda bir çıkarak yolumuza devam ettik. Bunun dışında, biz sürekli basılı olarak çıkmaya gayret ediyorduk. Fanzin kültürünün yaşamaya devam etmesi için, özellikle basılı yayına özen gösteriyorduk fakat maalesef pandemiden sonra tamamen dijital platforma geçiş yapmak zorunda kaldık. Umarız yakın zamanda tekrardan basılı yayın olarak devam etme imkânı buluruz.
7- Güncel olarak yayın hayatına devam eden fanzinler hakkında neler düşünüyorsunuz? Takip ettiğiniz fanzinler ya da fanzin emekçileri var mı? Varsa hangileri?
Öncelikle, her geçen gün birçok yeni fanzinin ortaya çıktığını görmek bizleri çok mutlu ediyor. Hem fanzin kültürünün devam ettirilmesi hem de sermayenin edebiyat dünyasındaki tahakkümünü kırmak için fanzin çok değerli bir uğraş. Bizim de elbette takip ettiğimiz fanzinler var, Maki-nist Fanzin onlardan biri. Bir süredir yayın hayatına ara verse de Firar Fanzin yine takip ettiğimiz fanzinler arasındaydı. Bunlara ek olarak sosyal medyada veya sahaflarda denk geldiğimiz diğer birçok fanzine de elimizden geldiğince göz atmaya çalışıyoruz. Buradan tüm fanzin emekçilerine selam gönderiyoruz 🙂
8- Önümüzdeki günlerde okuyucuyu neler bekliyor? Sonraki sayı ne zaman çıkacak? Ek olarak düşündüğünüz bir proje var mı?
Önümüzdeki günler herkes için olduğu gibi bizim için de korkunç bir belirsiz içerisinde. Bu yüzden, kafamızda Paltosuzca’ya dair çeşitli fikirler olsa da okurlarımıza şimdiden “şunu bekleyin” tarzı bir haber veremiyoruz. Şimdilik sadece şunu söylemek yerinde olacaktır, bundan sonra sayılarımızı her ayın 8’inde çıkarmaya gayret ederek Paltosuzca’nın yayın hayatını belli bir düzende devam ettirmek istiyoruz.
9- Buradan okuyucularınıza ne / neler söylemek istersiniz?
Okurlarımıza okurumuz oldukları için çok teşekkür ederiz. Bize gönderdikleri güzel mesajlar ve okunduğumuzu bilmek bizi hem çok mutlu ediyor hem de tekrardan üretmemiz için motive ediyor. Bu işler, okursuz olmaz :). Son olarak, okurlarımıza ve fanzin kültürünü seven herkese söylemek istediğimiz şey şu, edebiyatı ve sanatı üzerinden kâr hesabı yapılan bir meta haline getiren bu piyasalaşmış pespaye sanat/edebiyat ortamında fanzin gibi, internet blogları gibi bağımsız, yeraltı, başına buyruk oluşumları ve kimseleri takip etmeye inatla devam etsinler. Biz, içinde bulunduğumuz çağda sanattaki bu yozlaşmanın ancak bu şekilde bir nebze de olsa durdurulabileceğine inanıyoruz. Kâr değil, sanat amacı güden herkese çok selam!