Kargo’nun Gece Fanzini isimli şarkısı kulağıma fısıldarken, aklıma Nüans diye bir fanzin düşüyor. Daha önce gözüme çarptığını fakat okumaya fırsatım olmadığını hatırlamamla, mevcut koşullarda yapabileceğim daha iyi bir iş olmadığı için oturup okumaya başlıyorum. Keyifli bir okuma süreci yaşadıktan sonra gözüm saate ilişiyor. 5’e yaklaşmış. Hâlâ uykumun ve yapabilecek hiçbir şeyim olmadığını fark edip, Nüans Fanzin’in birinci sayısı hakkında yazmaya karar veriyorum. Öncelikle fanzinin kapağından söz etmeden geçemeyeceğim. Sabiha Göksu Tezer’in elinden çıkmış. Oldukça başarılı bir iş. Herhangi bir fanzin rafında karşıma çıksa, muhtemelen elimi atacağım ilk fanzinlerden biri olurdu.
Önsözü okumaya başladıktan sonra aklıma kapaktaki “olmalı mı, olmamalı mı?” sorusu da takılıp, acaba felsefe/sanat felsefesi fanzini mi diye düşünmeden edemedim. Ortalara vardığımda ise, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi olduklarından bahsediyorlar. Böylece; gece vakti fanzini okuma isteğimi romantize edip aynı kampüste nefes almamıza bağlıyorum. “…birer hukukçu olarak adaletin temelini oluşturan bizlerin, sanat ile birlikte daha iyi birer insan ve ufku geniş, esnek düşünce yapısına sahip bireyler olacağı kanaatindeyiz. Adalet gibi önemli bir olguya hizmet edecek insanların ruhlarını da en iyi şekilde tanıması gerekir.” diyerek ilk amaçlarından bahsediyorlar. İkincil amaçları ise iz bırakmak, belki ilham olabilmekmiş. En sonunda ise logoya gözümün çarpmasıyla, İÜHF Resim ve Heykel Kulübü olduklarını öğreniyorum.
Girişte, Utku’can Yazıcı’nın “Ateş Böcekleri” isimli şiiri karşılıyor. Willem de Kooning’in Kadın 1 isimli tablosu, şiirin başına resim olarak eklenmiş. Açıkçası resim sanatıyla aram pek iyi değil ve bu tabloyla da ilk defa Nüans’ta karşılaşıyorum. Şiiri okurken ve şiirin sonunda dönüp dönüp tabloya bakmaktan kendimi alamadım. Biten şiir, tabloya da anlam kazandırmış, artık benim için bir bütün olmuştu. Ama kim bilir belki de hiç alakası yoktur, sadece benim yüklediğim bir anlamdır… Sayfaları çevirmeye devam ederken bir şiirin daha ağına takıldım. Gökçen Çavdar’ın “Sır” başlıklı şiiri; 2018 yılında, bir Temmuz gününde Fethiye’de yazılmış. İçinde bunalıp durduğum karantina günlerinde ilaç gibi gelen bir şiir oldu. Birkaç dakika da olsa beni Fethiye sahillerine götürüp huzura kavuşturmayı başardı. Merakla bir sayfa daha atlıyorum. Fanzinde en çok sevdiğim fotoğraflar olan Ayça Koç’un fotoğraflarıyla karşılaşıyorum ve sonra bir sayfa daha. “Herhangi Bir Cinayetin Anatomisi Olabilir Mi?” başlıklı bir yazı. Feridun Necmi Bahtiyar yazmış. “Bir Cinayetin Anatomisi” filmini merkeze alarak, ortaya güzel bir iş çıkardığını düşünüyorum. Sayfalar akmaya devam ediyor, şiirler, denemeler, çizimler ve fotoğraflarla karşılaşıyorum. Bir ara köşede bir çizim gözüme ilişiyor. Bir böcek resmi, Ömer Taha Yalçın çizmiş. Sanırım en beğendiğim çizimlerden biri bu oluyor.
Kapağa tekrar dönüyorum, bence olmalı. Fanzinde yer alan herkesin eline, emeğine sağlık. Kalabalık kadrolarla ortaya çıkan işleri seviyorum. Herkesin ortak bir amaca kenetlenmesi ister istemez bende hayranlık uyandırıyor. Açıkçası kapak fotoğrafından ve “Resim ve Heykel Kulübü” logosunu gördükten sonra ortaya tasarım olarak daha yoğun bir iş çıkacağını düşünmüştüm. Sosyal medya hesaplarına baktığımda ikinci sayıyı hazırladıklarını gördüm. İç sayfa tasarımları onda nasıl olacak merakla bekliyorum. Sanırım şu an yer alan isimleri tek tek yazıp aşağıdaki bağlantıya tıklamanızı geciktirmemem daha iyi olur. Sizlerin fanzini okuyup o isimlerle ve eserleriyle direkt olarak karşılaşmanız daha manidar olacaktır.
Keyifli okumalar!
FANZİN: Nüans Fanzin Sayı 1 (PDF İNDİR)