Yakın zamanda Mardin’de ilk sayılarını çıkartan Sia Fanzin ile güzel bir röportaj gerçekleştirdik. Açıkçası fanzinin çıkış hikâyesi hayli hoş ve romantize yanları da var. Her ne kadar fanzine yüklediğimiz anlam ve bakış açılarımız bazı noktalarda farklılıklar gösterse de Sia Fanzin’in yaydığı ışığın güzel yansımaları var. Özellikle Mardin’de böyle bir hareketliliğe girişmeleri ve şehirde yaratacakları etkiyi, fanzin adına yürütecekleri çabayı kıymetli buluyorum. Umarım kendilerini daha nice sayılarda okuma imkânı buluruz. Röportajla birlikte Sia Fanzin’in ilk sayısının PDF’sini en aşağıda paylaşıyor olacağım.
Fanzin Yürüyor!
- Fanzin çıkartma fikri nereden çıktı, nasıl bir araya geldiniz? Bize biraz bundan bahseder misiniz?
Biz iki eğitimciyiz, adımız Nilay ve Bedlihan. Mardin’de yaşıyoruz, buraya atanarak gelip yerleştik. Aynı okulda çalışmak dışında bir tanışıklığımız yoktu. Ama edebiyat sevdamız ortak. Yazmayla çizmeyle kendimizi bildik bileli haşır neşiriz, üzerine bir de kişiliğimize etki eden ve onu besleyen sanat ve edebiyat tutkusu eklenince, yazmak hayatımızın önemli bir parçası olagelmiştir yıllar yılı. Bu tutkuyu, yıllardır yazdığımız tüm eserlerimizi artık ortaya dökerek bir serüvene dönüştürmek istedik bir gün ve kendimizi en özgür şekilde nasıl ortaya koyabileceğimizi düşününce bir fanzin çıkarmanın bu iş için en doğru yol olduğu fikrine vardık. Yanımıza kalemine güvendiğimiz birkaç dostu da alarak Sia’yı oluşturduk.
- “Bu çağ, bu dem bize fazla boş ve sıkıcı geldi. Biz de geçmişe ve geleceğe yazılar yazarak iyileşmeye çabaladık.” İlk sayınızın girişinde yazan bu cümle aslında birçok şeyi özetler nitelikte. Bize biraz bu ruh halinden bahseder misiniz? Bu tedavi yönteminizin aynı zamanda bir varoluş çabası olduğunu söyleyebilir miyiz?
Sia’nın önsözü ve mottosu olarak yazdığımız bu söz aslında sizin de söylediğiniz gibi yazın serüvenimizin iç dünyamızdan hangi kaynakla beslenip ne yöne döküleceğini belirlememizde bize feyz veren bir duygu yüklenimi aslında. Yani biz edebiyatın bize sunduğu tüm içsel huzuru kendimizi bugünün ait olmadığımızı düşündüğümüz dünyasına uyum sağlayıp, yaşama karışabilmek için kullandık. Edebiyat yaşama sarılmakta müthiş bir aracı, bir yol, hatta bir yerden sonra bir amaç. Kısacası edebiyat yaşama tutunmanın ta kendisi.
- Fanzin, fotokopiyle çoğaltılmasından ayrı olarak, alternatif yayımcılık iddiası taşıyan bir olgudur. Pekâlâ, çıkardığınız bu ürüne “fotokopi dergi” de diyebilirdiniz. Sia Fanzin’in böyle bir çizgisi var mı? Yoksa önümüzde duran ürün “bilinen manada bir dergi olamama halinin” bir sonucu mudur?
Fanzinler çıkış noktası, ruh hali ve barındırdığı hissiyat açısından dergiden çok uzak bir tür nezdimizde… Sia, fanzinin gerçek özgür ruhunu, salaşlığını, özgürlüğün kaleme verdiği gücü fazlasıyla içinde barındıran bir oluşum. Fakat tam manasıyla bir klasik fanzin de değil. Bazı okuyuculardan Sia’nın bir dergi gibi kapsamlı olduğunu, içerik açısından her türde yazı içerdiğini ve mini bir dergi olarak adlandırılabileceği yorumunu aldık. Evet, belki bir noktada doğru, Sia öykü, anlatı, tefrika, mektup, inceleme-değerlendirme ve elbette şiir türlerinin tamamını içinde taşıyan kapsamlı bir eserler topluluğu oldu. Ama dergi olmak gibi bir meyil ile doğmadı, bu, özgünlüğünü gösterdi sadece. Çıkış amacı ve niteliği fanzin ruhunu okuyucuya nakletmekti ve oldu.
- Şehrinizde fanzin çıkarırken karşılaştığınız sorunlar nelerdir? Fanzinde yazanlar genel olarak çıktığınız şehirde mi ikamet etmekteler? Şehir genelinde fanzin kültürünü yaygınlaştırma gibi bir amacınız var mı?
Sia Fanzin Mardin’de var oldu. Mardin demografik ve kültürel açıdan tam bir mozaik. Çeşitli halkların, toplulukların, dillerini ve dinlerini bir arada bir ahenk içinde yaşattıkları ve yaşadıkları büyülü bir coğrafya. Mardin sanatın hem içinde hem de sanatın ta kendisi. Şehrin bin yıllardır taşıdığı ve günümüze ulaştırdığı bu büyülü havayı şehrin her köşesinde solumak mümkün. Buram buram tarihsel sanat kokan bu şehirde sanatın bir koluna gönül vermemek neredeyse olanaksız. Biz de bu şehrin havasında, suyunda, her yanı sarmış sarı taşlarında var olan bu sanat tutkusunu içimizdeki edebiyat aşkıyla ister istemez buluşturmuş olarak bulduk kendimizi. Burada bir okuyucu kitlesine ulaşmak hiç zor olmadı zira tek örnekle resmetmek gerekirse; Murathan Mungan’ın ailesi ve akrabalarıyla dolu bir şehirde bir fanzin ortaya koyup onu okutmaya çalışmak kolay ve müthiş bir girişim oldu.
Sia Fanzin yazarlarının bir kısmı Mardin içinden, edebiyatseverler. Büyük çoğunluğu ise internet aracılığıyla iletişim kurduğumuz amatör ruhlu adlandırılan harika kalemlere sahip gizli hazineler.
Şehrin genelinde fanzin kültürünü yaymak ve köklü hale getirmek gibi bir arzumuz başından beri var. Amatör ruhun, özgür kalemin edebiyata vereceği çok şey var bu şehirde, edebiyatın da bu şehre verecekleri…
- Ve son soru! Sia Fanzin olarak ilerleyen süreçte neler yapmayı düşünüyorsunuz? Çıkardığınız fanzine dair düşünceleriniz, yapmak istedikleriniz nelerdir?
Sia Fanzin bazen belirli bazen belirsiz aralıklarla, fakat her türlü, çıkmaya devam etme arzusunda. Yoluna devam edecek. Sia’yı içerik olarak fazlaca kapsamlı ve profesyonel bulanlar ve hatta bir dergi gibi niteleyenler oldukça fazla. İleride dergileşmeye doğru gider mi bunu şimdilik söylemek zor. Ama fanzin olarak kitlesini sayıca ve nitelik olarak arttırma amacını kendine şimdiden düstur edindi diyebiliriz. Sia Fanzin’i eline alıp okuyan herkesin “yazı yazmaya ve daha fazla okuma isteğine kapılmaya” yönelmesi en birincil hayalimiz..
Teşekkürler.