Geçtiğimiz haftasonu şehir ısınırken, İzmir’in tüm renkleri kendini göstermeye başlamıştı. Güneş içimizi ısıtırken biz de üstümüzdeki kış havasını atmaya uğraşıyorduk. Yeni işlerin üzerine konuşuluyorken Maviturta ekibinin haberi geldi. İzmir’de yine bir etkinlik yapmak üzere yola çıkmışlar. Tabii ki çantamızı doldurup etkinliğin yoluna düştük. Maviturta etkinlikleri beni gerçekten mutlu ediyor. Sokaklarda gördüğüm tüm o renklerin nasıl var olduğunu anlayabiliyorum. İnsanlığın ve doğanın birlikte oynadığı bir oyun bu. Tüm çizerler İzmir’in klasik buluşma yerinde buluşmuş ve mekana geçmişlerdi. Ben de acele adımlarla yerimi kaptım. (Levent’i önden gönderip yer tutturdum.)
Herkes önüne bir şeyler almış karalamaya, renkleri karıştırmaya başlamıştı. Ben de çantamdaki fanzinleri masaya serdim. Yeni çıkan işlerden Müptezel Tanrılar ve Janus yoğun ilgi gördü. Müptezel Tanrılar’ın çizimleri ve içerik üstüne güzel bir sohbete eşlik etmek mutluluk vericiydi. Fanzinler hakkında sorular geldi elden geldiğince cevapladık. Fanzinleri düzeltmek için gittiğimde sayının onlarca fanzinden bir kaç taneye düştüğünü görünce mutlu oldum. Daha sonra çizim yarışması başladı. Konular verildi. Herkes bir yandan heyecanla çizerken yarışmaya farkında olmadan dahil oldum. İlk ve ikinci turu harika çizim yeteneklerim ile geçerken yarı finalde haksız bir şekilde elendim.(Yalan söylemek üzerine dersler alıyorum inandırıcı olmuş mu?) Finalde kıyasıya bir durum söz konusuyken kazananın Parantez içi fanzinden Levent olduğunu söylemek benim için mutluluk verici bir durum. Çocuğum gibi.( Bu bardakta benim hakkım olduğu gerçeğini değiştirmez.) Yeni insanlarla tanışmak her zaman eğlenceli oldu benim için ve bu hafta sonu gördüğüm çizimler ve insanlar hayatıma yeni bir renk kattı. Belki bir gün gökkuşağının tüm renklerine sahip oluruz.
Fanzin Yürüyor!
Şehrin adabına uymadan, adama kul olmadan.
Efendileri peşine takıp ardına bakmadan…