“Açım ben. Acıktım…”
“Size en yakın restoranlar ve şu anda sahip olduğu kampanyaları listelendi. Afiyet olsun.”
Genç adam, akıllı telefonunun önerdiği ve daha önceden bu yazılıma reklam vermiş olduğu belli olan restoranlardan bir tanesini işaretledi. Yol tarifini aldı. En uygun kampanyayı seçti ve kendi bütçesine uygun bir şekilde karnını doyurdu.
Fakat! Telefonunu dudaklarına yaklaştırıp da aç olduğunu söylemek yerine başını kaldırıp karşısındaki binaya baksaydı; daha uygun fiyatlı, lezzetli ve sağlıklı olmasına karşın, genç adamın akıllı telefon yazılımına reklam vermemiş başka bir restoran daha olduğunu görebilecekti. 4 – 5 kişi bir araya geldiklerinde bu deneyimini paylaşabilecekti ve belki de fastfood’tan uzak, daha sağlıklı bir yaşama ulaşabilecekti.
*******************************************************************************
Eğer teknolojiye olmasından fazla bağlanırsak, reklam vermeye gücü yeten firmaların istediği yönde düşünmeye başlayabiliriz. Bu durum sadece sokakta yemek aramak ile ilgili değildir. Yaşamak isteyeceğimiz bölge, okuyacağımız okul, çalışacağımız işyeri, okuyacağımız kitaplar, izleyeceğimiz filmler, dinleyeceğimiz müzikler ve daha niceleri… Oluşturulmuş olan programlanmış bir zihnin elemanları mı olacağız yoksa bizi türlü heyecanlara sürükleyecek olan yeni “şey”lere mi yelken açacağız?
Karşımızda duran eserin ulaşılabilirliği oldukça kolay olduğu için, psikodinamik açıdan, bu eserin değer kaybettiğini düşünüyor olabilir miyiz?
Dünün müziği bize neler anlatıyordu ve bugünlere kadar nasıl ulaştı/ arşivlemek nedir?
Pikap kullanımı ve bakımı hakkında yeterince bilgi sahibi miyiz?
Yukarıdaki soruların cevaplarını uzaklarda aramanıza gerek yok. Analog Kültür, oldukça keyifli bir söyleşi ile birlikte bizleri bu konular hakkında bilgi sahibi yapıyor. Bir oturuşta okuyup bitireceğiniz bu eserde, Analog Kültür’ün müzik kolunu oldukça farklı başlıklarla incelendiğini göreceksiniz. Üstelik bu incelemeleri spontane bir seyirde götürebilecek, konuya hakim ve akıcı bir anlatımla ulaşış olacaksınız.
Aklımda oluşan ve bazen neleri unutmaya başladığımızı düşündüren sorulara, çok narin temaslarda bulunan bu eserin, her fikirden ve kesimden insanlar tarafından beğenileceği öngörüsünü taşıyorum.
Hakan Cezayirli’nin katkılarıyla giriş yapılan eserde bizleri Cüneyt Yalçın NAÇAR, Esma Aydın NAÇAR ve Zeynep YILDIRIM’ın keyifli söyleşisi bekliyor.
Keyifli okumalar!!