Yeni Vizyon: Ucube Şiiri ve Kaan Sinan ile Röportaj (PDFli)

oğuzhan kayacan

Yeni Vizyon ya da Ginsberg Hayali’nin Rimbaud’dan Kerouac’a, Ginsberg’e uzanan çeşitli yazar ve şairlerce kullanılmış, Yüce Gerçekliğin radikal hayaline erişmenin hayaliyle bağdaştırılmış bu terimi isim olarak seçmeleri sanıyorum boşuna değildi ki, hevesli bir sunumla Ucube Şiiri’ni geçen haftalarda önümüze koydular.

Yeni Vizyon Fanzin, Ucube Şiiri’nin genelgesine Ucube damgası yiyenlerden Pink Floyd’a uzananları selamlayan bir mottosuyla başlıyor. İlk sayfasında bu motto ve kocaman bir 4 sayısı var. Hemen yanındaki sayfada İçindekiler bölümünde şiirlerin sahipleri, isimleri, neyin nerde olduğu vs. verilmiş. Bir sonraki sayfada Kısaca başlıklı giriş yazısında yeni bir edebi devrin ve sınırsızlığın hayali olduklarını belirtiyorlar. Tümüyle aitlik hissini ve toplumu sorguluyorlar. Ginsberg’ün popülerliğinde bir kırılma noktası olan Uluma davasından, Ferlinghetti’nin tutuklanmasından ve Yumuşak Makine davasından söz ederek başkaldırılarını anlatıyorlar. Hemen sonra esas meseleye, Ucube Şiiri’ne geliyoruz. Bu sayfada Ucube Şiiri’nin ne olduğu kısa ama net biçimde anlatılmış. Ucube Şiiri’nin dâhi Burroughs’un sistematikleştirilmiş yazarlık düşlerinden ve çağrışım tekniğinden yola çıkarak tasarlanmış bir biçim olduğunu söylüyor ve aynı zamanda kendisini şöyle tanımlıyor: “zekice yazılmış şiirin’ temellerini oluşturan bir düzensizlik ilkesidir.” Bu sayfa önemli çünkü esasında Ucube Şiiri hakkında en yoğun bilgi bu sayfada. Daha sonra altısı Kaan Sinan’a -tüm bunları yaratan kişi- ve biri Pelin Elmalı’ya ait, toplamda yedi adet örnek şiir ve her şiirin arkasında not alınmış eskizler, tümceler, planlar, tablolar var. Yine her şiirin altındaki kılavuz niteliğindeki notlar da kutucuklar içinde verilmiş. Bu şiirlerin içeriğine dair bir şey söyleyemem çünkü gördüğüm ve anladığım kadarıyla Ucube Şiiri şu an için salt “biçim” de bir yenilik getirmeye odaklanmış ve sunduğu şey de bu.

Ucube Şiiri bize özetle ters yüz edilmiş bir şiiri gösteriyor. Birbirinin tersi iki şiir başlığının arasına sıkıştırılmış ve bir dize atlayarak kendi başlıklarının yazılış yönüne göre yazılmış, iç içe geçmiş bir şiir diye kafa karıştırıcı biçimde tanımlayabilirim bu yeni biçimi. Fakat elbette fanzini okuyunca her şey çok net. PDF’sinde okumanızı öneririm. Kâğıdı veya ekranı ters çevirmek gerekeceğinden PC’de okumaya uygun şiirler değil bunlar. Telefon-tablet üzerinde veya kâğıt üzerinde okunması tavsiye edilir.

Son sayfada ise Yeni Vizyon adına Kaan Sinan’ın bir notu var. “Ucube Şiiri’nin yenilikçi bir harekâtın başlangıcı olarak dünya şiirinde yeniden doğuş dönemine tekabül edeceğini” umduğunu belirtiyor. Birkaç satır sonra bana fazla iddialı gelen şu cümleyle son buluyor bu fanzin/genelge: “Türk Şiiri’nin 22.yy edebiyatına giriş bileti olan yeni biçimi gururla sunarız – büyük küçük İskender’e ithafen…”

Yeni Vizyon’un Ucube Şiiri’yle veya Yeni Vizyon Şiiri’yle ilgili Kaan Sinan’a cevabını merak ettiğim, bazı sorular sordum. Kendisi de sağ olsun cevapladı. İlgilenen dostlara bu röportajı şöyle sunalım:

Ucube Şiiri’nin ismi neden Ucube Şiiri?

Ucube Şiiri ismini aslında Hunter S. Thompson’dan ilham alıyor; sırf özgürce silah taşıyabilmek için şerif olmayı denemiş, bunu da Ucube Gücü ismiyle kurduğu bir parti aracılığıyla gerçekleştirmiş. Tabii işin ironisi Thompson’ın bu yarışı neredeyse kazanacak olmasında -ki o da zaten bu duruma kayıtsız kalmayıp Amerika’daki sistemi alaycı bir şekilde eleştirmiş. İsim fikrinin özü budur, yani “uyumsuzlar” ya da “düzensiz ibneler” gibi şeyler yerine “ucube” oluşu buradan geliyor. Öte yandan biz yazarlar başta ailemiz ve yakın çevremiz olmak üzere hayatımızın çoğu noktasında kendimizi tuhaf hissetmemize neden olan şeyler yaşıyoruz. Bunların çoğu kuşak farklıklarından ve anlaşılmak üzere bir çabaya değer görmemekten kaynaklanıyor. Boş veriyorsunuz, kendinizi sanatınızla ifade etmeye çalışıyorsunuz, yazıyorsunuz, çiziyorsunuz, içinizdekileri müziğe döküyorsunuz, taşlara şekil veriyorsunuz fakat yine de bir türlü olmuyor; insanlar sanatı değil sanatçıyı eleştirmeyi seviyor, güzel bir şarkı değil de şarkıyı söylenenin giydiği kısa eteği ya da sürmeli gözleri dikkat çekiyor, yazarın sigaradan bahsetmesi bile bir Escobar havası katıyor, sanki bu tipler için, sanki bu boktan hayatlarımızı ibnenin biri çıkıp da bizim sayemizde sigaraya başlasın, içki içsin ya da esrar tüttürsün diye harcamaya meraklıyız.  Dolayısıyla bu şiir sizin yerinize “evet belki ben bir ucubeyim -siz ne ayaksınız?” diye haykırıyor. Farklılıkları yüzünden saçma sapan bir ton şeye tanık olmak zorunda kalmış herkes adına konuşuyor, “Ucubelerin Şiiri” çağrışımıyla sahip oldukları farklılıkları iyi kötü ayırt etmeksizin sıradanlaştırıyor ve onlara edebiyatın da bir matematiği olduğunu ispatlıyor. Pink Floyd müziğin bilim insanlarıysa belki biz de edebiyatınkiler oluruz, kim bilir?

Bu biçimi neden yaratmak istediniz? Tek başınıza mı bu işe giriştiniz, yoksa bir ekip var mı?

Belki biraz tuhaf gelecek ama bir gece yarısı rüyamda bir arkadaşıma yeni bir şiir biçimi yaratmak üzere olduğumu açıklıyordum. Uyandım ve bir anlam veremedim fakat üzerinde düşünmeyi de bırakamadım. Belki de aylarca şairleri, akımlarını ve şiir biçimlerini inceleyerek vakit harcadım. Sonra boktan bir zamanda ve boktan bir sarhoşlukta elemanın birine şey dediğimi hatırlıyorum; “her şey iç içe geçmiş durumda…” Bum! İç içe geçmiş şeylere ihtiyacım vardı, iç içe geçmiş ama birbirinden habersiz değil, birbirini besleyen, tutan bir şey olmalıydı, bir zincir gibi.
Ucube Şiiri’ni aslında ilk kez ters düz halde iç içe geçmiş iki şiir şeklinde tasarladım, sonra neden üç olmasın dedim, sonra da neden dört olmasın… Fakat beşe çıkamadım.
İkinci sorunuza gelecek olursak; yeni şiir biçimi yaratma işine tek başıma giriştim, evet. Bir ekibim yok, yalnızca her sayıda mutlaka fanzinde görmek istediğim çok yetenekli yazar dostlarım var. Bunun dışında Ucube Şiiri’ni benden sonra ilk kez kullanan şair Pelin ELMALI oldu. Gerçekten yetenekli birisi, tek seferde denklemi çözdü. Bir de ilerleyen dönemlerde yürüttüğümüz şu atölye programındaki genç arkadaşlarımıza göstermeye düşünüyorum, yeni şiir biçiminde yazma tekniklerini. Şimdilik hepsi bu.

Ucube Şiiri sadece biçimde bir yenilik getiriyor anladığım kadarıyla, yeni bir biçim “yeni bir şiir” anlamına mı gelir? Daha sonra içerikle ilgili bir yayın da yayımlanacak mı?

Bizi diğer fanzinlerden, dergilerden ya da yayınevlerinden ayıran en önemli özelliğimiz insanlara ne yazmaları ya da neyi yazmamaları gerektiğini söylemekten kaçınmak. Dolayısıyla bu içerik anlamında bir yenilik değil, böyle bir şeyin yenilik şeklinde anılacağını da zannetmiyorum. Düşünsenize, herkese yağmur hakkında yazdırmaya çalışıyorsunuz, herkesten politik şeyler karalamasını bekliyorsunuz. Oldukça saçma. Bu bir çerçevedir, yazarın kıvrak zekâsıyla üstesinden gelebileceği bir denklemdir, bir ilke belki; size boş bir alan verir ve onunla ne yapabildiğinize bakar. Biraz keskin mi oldu bilemem fakat edebiyata Spotify ya da Netflix muamelesi yapan tipler var, biliyorsunuz; “rahatlamak için yazıyorum… yazdığımda iyi hissediyorum… içimden geldiği için yapıyorum…” Amiyane tabirle Ucube Şiiri kendine yazarım diyen tiplerle bizim gibi bir düzen ve yeni bir edebiyat oluşturmak isteyen yazarlar arasında kalın kırmızı bir çizgi aslında, çünkü burada bir şiir oluştururken en az iki en fazla dört farklı şiir yazıyorsunuz aynı anda -ve bu şiirlerin hepsi de birbiriyle bağlantılı olmak zorunda. Takdir edersiniz ki biraz ince iş gerektiriyor.

Ucube Şiiri gerçekten bir “Yeni Vizyon” mu? Türk Şiirinin 22. yüzyıla giriş bileti mi? Neden böyle düşünüyorsunuz?

Ucube Şiiri gerçekten de bir yeni vizyon mu, bunun cevabını belki de gelecekte edebiyat tarihçileri verebilir fakat Orhan Veli’nin garip akımından ve şiiri sadeleştirmesinden sonra Türk edebiyatında yeni bir biçim olarak farklı bir örnek görmüyorum. İçerik dönemler boyunca sürekli değişiyor, temalar ve hedef kitle değişiyor fakat bakıldığında şiir hep aynı kalıyor. Bu bağlamda Ucube Şiiri, Türk şiirini başka bir boyuta taşıyor, 21. yy içerisinde belki de biçim bakımından yaratılan tek yeni örnek.

Ucube Şiiri’ne şairlerden destek geldi mi? Okurlar bu genelgeye beklediğiniz ilgiyi gösterdi mi?

Bizler haricinde birkaç şair dostumuz da bu şiir biçimiyle yazmayı denedi ancak pek başarılı olamadılar sanırım, bir iki denemeden sonra vazgeçtiler. Ne diyebilirim ki?

Ucube Şiiri’yle ilgili nasıl eleştirilerle karşılaştınız?

Ucube Şiiri’nin genelgesini yayınladıktan sonra gelen geri dönüşler oldukça olumluydu, aslında beklediğimden de olumluydu. Farklı şeyler dikkat çeker, biliyorsunuz. Fakat en çok sorulan şey fanzinin diğer sayılarında da bu şiir biçimini görüp göremeyecekleri oldu. Bu bağlamda fanzinin kendi adıma ayırdığım kısımda (Ucube Şiiri: Kaan Sinan) yeni biçime dair sürekli olarak örnekler sunmaya kararlıyım.

Ucube Şiiri’yle ilgili aklınızda yeni projeler var mı?

Aslına bakarsanız insanların bir internet sitesi üzerinden Ucube Şiiri biçim örneklerine ulaşabilecekleri ve kendi yazdıkları örnekleri yayınlayabilecekleri bir platform oluşturmayı düşünüyorum. Bir internet sitesi olabilir, şu an için düşüncelerim bu yönde.

Sizce de bu fanzin fazla iddialı bir son not ile bitmemiş mi?

Yeni Vizyon Fanzin olarak zaten oldukça iddialı bir oluşumuz ve iddiamızı destekler işler yapıyoruz -diye düşünüyorum. Sezar’ın hakkı Sezar’a.

Zekice yazılmış şiirin formülü Ucube Şiirinden mi ibaret?

Elbette öyle değil. Örneğin Ginsberg, bana kalırsa gelmiş geçmiş en zeki şairdi ve zekice yazılmış şiir standartlarının mimarı da yine kendisiydi. Oturup bizim ihtiyarı uzun uzun övecek değilim fakat siz de takdir edersiniz ki şiir sanatında ne yazdığından, neyi nasıl yazdığına kadar her şey çok önemlidir aslında. Bilinç arttıkça hisler zayıflar ve hissizlik en acımasız hisse dönüşür; işte, zekice yazılmış şiirin -bana göre- formülünü verdim size.

Şu anda bu biçimle okuyabileceğimiz –Pelin Elmalı’nın ve sizin yazdığınız şiirler dışında- kaç şairden kaç şiir var ve bu şiirleri okumak istersek nerde bulabiliriz?

Daha önce de söylediğim gibi genelgede yayınlanan benim ve Pelin ELMALI’nın örnekleri haricinde beşinci yeni sayımızda yayınlanan yeni bir örneğim yer almakta. Bunun dışında belki ilerleyen dönemlerde atölyemizdeki genç şair dostlarımızın bu biçimde örnekler verdiğine şahit olacağız.
Yazılmış ve yazılacak tüm örnekleri yeni bir internet sitesi üzerinden bir araya toplayacak ve yayınlamaya devam edeceğiz. Fakat bu noktaya kadar hali hazırdaki Yeni Vizyon Atölye sitemizde yayınlanan yeni sayılarla Ucube Şiiri’ni görmeniz de mümkün olacaktır.

FANZİN: Yeni Vizyon Fanzin Sayı 4/ Ucube Şiiri (PDF İNDİR)