A-) Küresel Dünyada Manga
En doğunun aynı anda en batı olabildiği görece çelişkilerin “gelişigüzel”ce değil sıkı ve anlaşılır bir dille anlatıldığı bu yazıyı gözlemeye başlamadan önce, aklımın bir ucundan gitmeyen Initial D isimli başyapıta bir saygı duruşunda bulunmak geliyor içimden.
Dünyanın küreselleştiği, satılacak şeylerin sınırlarının zorlandığı bu son aşamada yalnız, kültür ticaretine bulunmuş cafcaflı ve kımıl kımıl bir kılıftan ibarettir bence.
Kısa olmasına rağmen dolu dolu bir anlatımın barındığı bu çalışma bilmeyene çok şey katabilirken bilene de güzel bir muhabbet ve tartışma ortamı yaratıyor.
Kullanılan kaynakçalar desteksiz sallanmadığını açıklarken bu iyi dil keyifli bir okuma sunup ustalığı ve araştırmacılığı şlaks diye yüzümüze vuruyor.
Bu ciddiyetle nitelikli çalışmaları daha da çok görmek isteriz. İyi bir giriş yazısı olmuş, fakat dallanıp budaklanması ve daha da eşelenmesi gereken bir konu olduğunu düşünüyorum.
B-) Kapital Manga İncelemesi
Bir Marksist olarak heyecanla ve daha da fazlasını öğrenmek için, hiçbir detayı kaçırmamak adına tekrar tekrar okuduğum bir yazıydı. Ekonomi bilimin köşe taşlarından olan Das Kapital’in ve dünyayı ve yaşamı yorumlamakla yetinmeyip tarihin çizgisini değiştiren büyük düşünür Karl Marks ve eşsiz ekürisi cesur Friedrich Engels’in öykülenip mangalaştırılması ve bu manganın da Türkçeleştirilmesi üzerine keyifli, çokça da değerli bir çalışma.
Sevenin de sevmeyenin de önemini yadsıyamayacağı sosyalist düşünce ve onun mimarları pek tabii herkesin anlayabileceği bir dille de anlatılmalı fakat bunu bir manga yapmak mı? Harika fikir! Daha önce Trotsky üzerine bir çizgiroman görmüştüm fakat bu çalışmayı bence özel kılan Japonların bu durum ve düşüncelere, bu kişilere nasıl baktığına tanık olmamız için müthiş bir imkân tanıyor olması.
Ezgi Bahar’ın bu incelikli çalışmasını severek okuduğumu ve daha da detaylı bir versiyonunu beklediğimi belirtirim.
C-) Galahad’s Pad
“Polis bizi sevmiyor çünkü kısa saçlarımız yok, ayakkabı giymiyoruz ve işimiz yok… Burada olacak güzel bir şeyimiz var.”
D-) Şiirler -bütün-
Bir şiirin tamamını beğenmek mümkün müdür, bilmek istemiyorum. Elitistlerin “şiirimsi” gibi hiçbir tanımlamasını kabul etmiyorum. Her şey şiir olabilir, şiir her şey olabilir ve pek tabii beğeni görecelidir. Kabul ediyorum, şair olmak zor mesele fakat şair olmadan da şiir yazılabilir. Şiir dokunup duyabildiğindir.
Junk’ın bu sayısındaki şiirler hakkında ileri geri konuşmak bana düşmez fakat nitelikli bir şeyi temsil ettikleri aşikâr.
İşte bu yüzden, şiirleri inceleyip eleştirmektense biraz alıntı yapmanın daha doğru ve hakkaniyetli olacağını düşünüyorum…
“… özgür iradesini yitirmek istemeyen ve
benliğini, dataizm’in ileride insanlığa
dayatması dogmalardan korumak
isteyenler(e)”
Ahmet Ümit Bayram
“… kalemi elime aldığımda ya da
klavyenin karşısına geçtiğimde
dağılıyor bütün harfler”
Asım Tağ
“… Nisan ayında yağan kar pek sıcak olmayabiliyor.”
“Circulus Vitiosus
Berbat aylak adamları
Kara yıldızları
Ganesha’yı
Muhammed’i
Anarşiyi
ve
New Orleans sokaklarında cazı arayan siyahileri kutsar.”
Alican Pınarbaşı
Soru:
Başını kaldırmayan şey, şiir değildir! mi?