Türkiye Fanag Tarihine Kısa Bir Bakış

 

Fanag, fanzine ismi türetilmeden önce, fan ve magazine sözcüklerinin bileşimi için önerilen ilk sözcüktür. Fanzine sözcüğünü dünyada ilk kez, Louis Roussell Chauvenet, Ekim 1940’ta çıkardığı, Detours isimli elyazması yayında kullanmıştır. Chauvenet, Detours’un ilk sayısında; fanag’ın ses uyumu sağlayamadığını, bu yüzden, fanzine sözcüğünün kullanılması gerektiğini söylemiştir. Burada, şu konuya dikkat çekmek isterim ki; biri, Chauvenet’den önce, fan ve magazine sözcüklerini birleştirmiş ve fanag’ı türetmiş. Ancak, Chauvenet son noktayı koymuş.

Ben niye başlık olarak, fanzin yerine fanag’ı seçtim? Çünkü, “Türkiye Fanzin Tarihi” isimli bir katalog-kitap hazırlıyorum. Ancak, bu kitapta; fanzin tarihinin genel kabul olarak, 1991 mayısında çıkan, Mondo Trasho ve Laneth ya da 1971’de çıkan, Antares ile başlamadığını, çok daha önceye tarihlendiğini iddia ediyorum. Bu iddiadan sonra, fanzinin tanımıyla ilgili çok çeşitli kabullerle karşılaştım. O kabullerin hepsini ayrı ayrı yanıtlayacağım. Mademki, fanzin tanımı ve tarihi konusu, bu kadar tepki alıyor; ben de, fanag sözcüğünü kullanmayı yeğledim. Bu şekilde, belki iddiamı anlatabilirim.

Aslında, Efe kardeşim, Fanzin Apartmanı’nda kitabımla ilgili yazı yazabileceğimi söylediğinde; kitabın daha hazır olmadığını, basılmaya yakın yazı yayınlanırsa, daha doğru olacağını söylemiştim. Ancak, sonra düşündüm ki, bir engel çıkar da kitap basılmazsa, fanzin tarihiyle ilgili iddiam havada kalacak.

44 yıllık dergi koleksiyonculuğu tecrübesi ve el atılmamış bir konu olduğu için, merak vesilesiyle, fanzin tarihi ile ilgili yıllardır dergi diye bilinen, ancak, fanzin sayılan yayınlar topluyorum. Bu dergilere neden fanzin dediğim anlaşılsın diye dünyasal bir örnek vermek istiyorum. Aslında, evrensel deniyor ama kim gitmiş ki evrenin diğer yerlerine? Örneğin, Beatles, dünyanın her ülkesinde sevilir. Çünkü, onun müziği evrenseldir. Bazı insanlar sevmeyebilir. Ancak bu durum, onun evrenselliğine halel getirmez. Fanzin konusunda da, dünyanın bazı kabulleri var. Kişisel olarak ben kabul etmiyorum diyebilirsin. Ancak dünyayı görmezden de gelemezsin.

Dünyanın bilinen en eski fanzini, 1898 yılında Gelett Burgess’ın çıkardığı, The Agnes Magazine’dır. Burgess’ın, aşık olduğu kadın olan Agnes Bouchard için hazırladığı, “The Agnes Magazine”, tamamen el yapımı, mürekkep kalem ve suluboyanın kullanıldığı; şiirler, kısa öyküler ve çizimlerin yer aldığı bir fanzindir. Fiyatı, 5 öpücüktür. Fanzin, Yale Üniversitesi’nde, Elyazmaları ve Nadir Kitaplar Arşivi’nde bulunmaktadır.

Şimdi gelsin 1. eleştiri: “Arkasında fan kitlesi olmayan yayın, fanzin sayılmaz. Dünya üzerinde izinsiz, ücretsiz çıkan her yayın fanzin olgusuna bağlanamaz.” Yanıt şöyle: Fanzinin anlamı; fanzini, fanların takip etmesi değil, fanzini, fanların ortaklaşa çıkarmasıdır. The Agnes Magazine’ı ise, sadece bir fan üretmişti. Varsayalım ki, eleştirideki gibi olsa, yani, fanzin için fan kitlesinin takibi istense; o zaman da, 1930’lardan başlayarak çıkan ve halen bazılarının devam ettiği, üniversite gençliğinin çıkardığı dergileri örnek veririm. Fanzin olmayı hak eden, ücretsiz dağıtılan, sahibi ve müdürleri belli olmayan, fanlar tarafından çıkarılan, takip eden fanlarının tüm okul öğrencileri olduğu, birkaç yayının künyesini örnek olarak veriyorum:

Hukuk fakültesi öğrencilerinin çıkardığı, 1939 tarihli Guguk isimli fanzinin künyesi:

İdarehane: Bilmem nerededir

Müdür Mesul: Değildir

Değeri: Bibedel


Adana Ceyhan’da üniversite öğrencilerinin çıkardığı Gıcık isimli fanzinlerin künyeleri:

1964 yılının Gıcık fanzini künyesi:

Sahibi: Memiş

Mesul Müdür: İbiş

Fiyatı: Gümüş

Gayesi: Cümbüş

1971 yılının Gıcık fanzini künyesi:

Sahibi: Manyak

Mesul Müdür: Konyak

Basıldığı Yer: Caynak

Fiyatı: Oynak


Ankara Hukuk Fakültesi öğrencilerinin çıkardığı 1946 tarihli Ceride-i Kantar isimli fanzinin künyesi:

İdarehane: Fakülte koridorları

Mesul Müdür: Bulunamadı

Yazı İşleri Müdürü: Hevesli

Fiyatı: İnsafa kaldı


1920’lerin başından itibaren ortaya çıkan bilimkurgu yayınları, The Agnes Magazine’dan sonraki ilk fanzinler sayılır. Araştırmacılara göre, 1926’da, Hugo Gernback tarafından, “Amazing Stories”; 1930’da Raymond Arthur Palmer tarafından, “The Comet”; 1932’de, New York City Fan Kulüp’te yer alan Bilimciler grubu tarafından ise, “The Time Traveller” çıkarılır.

The Agnes Magazine

Şimdi gelsin 2. eleştiri: “Fanzin bilincinde kişiler tarafından çıkarılmayan ya da kendine fanzin demeyen yayınlar fanzin sayılmaz. Antares ve Antares News isimli yayınlar, fanzin bilincinde bir topluluk tarafından çıkarılmıştır. Diğer örnek gösterilen fotokopi dergi deyişlerinden, daha çok gerçek ve bilinçli bir çıkıştır bu.” Yanıt şöyle: İlk fanzin isminin kullanımı, 1940 yılında çıkan Detours’da olduğuna göre, The Agnes Magazine ve 1920-30 yılları arası çıkan bilim-kurgu yayınları fanzin sayılıyorsa; bizde de fanzin bilincinde olmayan, ancak, fanzin kabullerine göre çıkan, her türden yayın fanzin sayılmalıdır.

Sıra 3. eleştiride: “Antares’i ortaya çıkaranlar, alanı boş bıraktıkları için, bu boşluktan nemalanan ve kendilerini ilk, en, tek gibi unvanlar ile besleyen kişiler ne fanzincidir ne de fanzin ruhunu benimsemişlerdir. Üretilen işten, herhangi bir şekilde maddi kazanç sağlayamadıkları için, olayın manevi yönünü yüceltmeye çalışıyorlar. Yani, Rusya’da çıkan, samizdat yayınlarını duyup, fanzini oraya dayandırmak gibi bir duruş ve solculuk kisvesi görebilirsiniz onlarda.” Yanıt şöyle: Antares söz konusu edildiğinden, ben de Antares döneminin 2 fanzin örneğinden söz etmek istiyorum. 1968 öğrenci hareketleri, bütün dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de etkisini gösterir. Aynı yıl, ülkücü Ruhi Kılıçkıran öldürülür. Bu ülkücülerin ilk şehididir. 1969’da, Amerikan 6. filosu protesto edilir. Kanlı Pazar yaşanır. 1970’de, Milliyetçi Toplumcular isimli teksir baskı fanzin çıkar. O yıllar, ülkücüler kendilerini bu şekilde ifade ediyorlardı. 1971’de, yurtdışında teksir olarak basılan Şafak isimli devrimci fanzin, elden ele gizlice dağıtılır. 1972’de Deniz Gezmiş ve 2 arkadaşı asılır. Sağ ya da sol olsun bu gençler, kendi ideolojileri için harçlıklarından bu fanzinleri çıkarıyorlardı. İsimleri fanzin değildi ama fanzin ismini tam anlamıyla hak ediyorlardı. Maddi kazanç zaten yoktu. İşin manevi yönünü ise, yüceltmeye gerek yoktu; çünkü, zaten manevi yön, onlara göre yüceydi. İddia sahibinin, 90’lardan günümüze kadar çıkan bu fanzinlerde gördüğü ve solculuk kisvesi dediği şey; devrimci gençlerin babalarının, 70’lerde çıkardıkları yasak yayınlardaki fikirlerinin ortaya çıkmasıdır. 1968-80 gençliği hep siyasi düşünüyorlardı. Dünya ideoloji çağındaydı. Çıkardıkları yayınlar, fanzin mi değil mi diye uğraşacak ya da bilimkurgu takip edecek halleri yoktu. Hepsi vatan derdindeydi. İşte Antares’in çıktığı yıllar, böylesine netameliydi.

Şems_i Terakki (1909)

Gelelim, bizdeki en eski fanzinlere. Çok örnek var. Ancak bunların bir bölümüne değineceğim. Bizdeki bulabildiğim en eski fanzin, 1909 tarihini taşıyan elyazması iki yayın. İlki, Şems-i Hakikat (Hakikat Güneşi). Mustafa Necati çıkarmış. İkincisi, yine aynı tarihli Şems-i Terakki (İlerleme Güneşi). Bunun da müdür ve başyazarı Necati olarak yazılmış. Bundan sonraki fanzinler, 1. Dünya Savaşında esir düşen Osmanlı askerlerinin çeşitli cephelerde çıkardıkları 37 adet yayın sayılmalıdır. Tarihçi Ahmet Uçar’ın saptamalarına göre, Mısır kamplarında 23; Hindistan, Rusya, Tataristan ve Sibirya kamplarında, 10’dan fazla süreli süresiz yayın çıkarılmıştır. Bu yayınlar, elle yazılıp, karbon kağıdı ile teksir edilmiştir.

Daha sonra, aralarında şair ve yazar Behçet Kemal Çağlar’ın da olduğu, Zonguldak Maden Mühendis Mektebi talebelerinin çıkardığı ve şapograf tekniği ile basılan, Varagel adlı fanzine rastlıyoruz. 6. sayısı 1926 tarihini taşıyan bu fanzinin ilk sayısının, hangi tarihte çıktığını saptayamadım. 1928 yılına ait İlk Adım adlı fanzinin 4. sayısı Osmanlıca, 5. sayısı ise, yarı Osmanlıca yarı Türkçe olarak şapograf tekniği ile basılmış. Son sayının, harf devrimi nedeniyle böyle basıldığı belli oluyor. Fanzini, Sinop Muhtelit Orta Mektebi talebeleri çıkarmış. Fanzinin 5. sayısında, Yıl:2 Sayı:5 ibaresinden, bunun 1927’de çıkmaya başladığı anlaşılıyor.

1932’de 5 sayı çıkan Duygu adlı fanzini, Kütahya Orta Mektebi yönetimi çıkarmış. Fanzinin amacı, öğrencileri yazmaya ve incelemeye alıştırma olarak belirtiliyor. 1943-44 yıllarında çıkan Başak adlı fanzini, İstanbul Ziraat Okulu yönetimi çıkarmış. Elimde, sadece 10. sayının olduğu bu fanzinin yazıları daktilo ile yazılmış. Resimler, elde çini mürekkebi ile tarama usulü olarak yapılmış. Ayrıca, son sınıf mezunlarının ve okulun uçaktan çekilmiş fotoğrafı kenarlıklarla fanzine iliştirilmiş. 1946’da, Hep Köy İçin Dergisi, sanki tam bir fanzin örneği olarak çıkarılmış. Kocaeli Arifiye Köy Enstitüsü’nün yayın organı olan ve 2 sayı çıkan bu fanzinin kapağı, çini mürekkebi ile el yapımı olarak hazırlanmış. İçindeki yazılar ise, daktilo ile yazılmış.

Milliyetçi Toplumcular (1970)

Kafkasya’daki hürriyet mücadelelerine, Polonyalı devlet adamı ve asker Jozef Klemens Pilsudski destek vermiştir. Bu yüzden Varşova’da, aralarında Türklerin de olduğu bir grup, çeşitli fanzinler çıkarmıştır. Bunlardan biri olan Kafkasya Dağlıları (Gortzı Kavkaza), 1928-34 arasında, önce Paris sonra Varşova’da 50 sayı çıkar. Daha sonra, Varşova’da sırasıyla; 1935-36’da Millet Bayrağı (Znamya Naroda), 1936’da Savaş (Borba), Gelecek (Buduşeye), 1936-37’de Bizim Dilek (Naşa Tsel), 1937’de Milli Fikir (Natsionalnaya Mısl), İleri (Vperyod) yayınlanır. Ayrıca yine, Polonya’da, Yahudi Karaim Türkleri; Karaim Hayatı, Karaim Düşüncesi, Karaim Sözcüğü, Karaim Dostu, Avazımız, Karay Avazı, Sabah, Coş ve Onarmak adlı yayınları çıkarırlar.

Duygu Dalgaları adlı fanzin, Finlandiya’nın Jarvenpaa şehrinde 1946-47 yıllarında 5 sayı çıkmıştır. 1947’de Şimal Oçkunları (Kuzey Yıldızları) adlı fanzin, Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de çıkmaya başlamış ve 1965 yılına kadar devam etmiştir. Mahalle Haberleri, yine Helsinki’de 1954’te çıkmaya başlamıştır ve günümüzde halen çıkmaya devam etmektedir. Pohjoisruusu (Kuzey Gülü) ise, 1994-95’te 19 sayı çıkmış; 1995’te, Perhonen (Kelebek) adlı, 7 sayılık bir ek vermiştir.

Şafak (1971)

Turan adlı fanzin, 1963-70 yılları arasında, Arjantin’in Başkenti Buenos Aires’te yayınlanmıştır. Macar Turancılarının çıkardığı bir yayındır. 2. Dünya Savaşı’nda, Hitler’in zulmü yüzünden Macaristan’dan kaçan ve kendilerine kucak açan Güney Amerika ülkelerinden Arjantin’e sığınanların bir bölümünce çıkarılan bu fanzin, her yıl birinci sayıdan başlayarak devam etmiştir. Fanzinin dili; Macarca, İngilizce, Fransızca ve Almanca’dır. Macar Turancıları daha sonra, 1973 yılında, yine Buenos Aires’te, Güneşin Oğulları (Los Hijos del Sol) adlı fanzini çıkartırlar. Bu fanzin, sadece bir sayı çıkmıştır.

Ayrıca, Almanya ve Fransa’da; Azerilerin, Türkistanlıların, Tatar-Başkurtların, Kazakların, Japonya’da İdil-Ural Türklerinin, Moldova ve Gagauzya’da, Hıristiyan Gagauz Türklerinin yayınlarını saymak gerekir. Kırım Türkleri, Makedon Türkleri, Kosova Türkleri, Batı Trakya Türkleri, Bulgaristan Türkleri, Romanya Türkleri, Irak Türkmenlerinin de dergi ve gazete dışında çıkardıkları fanzinler vardır.

Sanırım verdiğim örnekler, fanzin tarihinin çok eskilere dayandığını ispatlamıştır. Fanzin tarihi ile ilgili bu iddiaları kabul etmeyenler, bunun fanag tarihine ait olduğunu kabul edebilirler. Amacım, polemik yaratmak değil; dünyanın kabul ettiği şekilde, değerlerimize sahip çıkmak.

 Jakoben Fanag’cı