Camekân
Öğlen olması lazımdı evden çıktığımda, saatin kaç olduğunu yine kaçırmıştım. Kulaklığım kulağımda, etrafımı göremeyecek kadar gömülmüştüm kapüşonuma. Bulutlardan sızan loş ışığı görmeye çalıştığım her an, yüzümü ıslatan serinlik karşılıyordu beni. Aynı yollardan yürüdüm, aynı köşelerden döndüm. Günün her anını taşıdığım, kafenin önüne doğru yürüdüm. Vardığımdaysa, o farklılığın göze çarpmaması mümkün değildi. Üstünde sırılsıklam bir gömlek, …