KRİTİK: Lagari Fanzin 3. Sayı (PDFli)

 

Hayal kuralım, var olalım çünkü bilimkurgu umuttur!

 
İşte karşımızda Lagari’nin tertemiz, taptaze 3. Sayısı!

 
Severek takip ettiğim ve her sayısında daha da heyecanlandığım bir serinin kritiğini yaparken de çok heyecanlanıyorum, beni bağışlayın. Böylesine bir oluşuma harcanan emek, zekâ ve hayal gücünün bizlere ulaşması beni her zaman hayrete düşürür çünkü çok değerli! Şanslıyız!

 
Mehmet Fatih Balkı “Dünyalar Savaşı 15” ile karşılıyor bizi. Bir radyo yayınında tiyatro metni olarak sunulan Mars’tan Dünya’ya göktaşı yağmuru ve gerisinde bıraktığı fantastik izler bir dönem halkı oldukça etkilemiş. Büyük bir kaos meydana gelmiş ve halk göz göre göre ciddiye alıp harekete geçmiş! Radyonun ve bilimkurgunun gücü herkesi sarıp sarmalamış ve bu gücü Adolf Hitler bile kullanmış! Fatih bize “Bilimkurgu tamamen gerçek olabilir” diyor. Günümüzden bir örnekle bunu desteklemek istiyorum. Çin’de CRISPR tekniği ile tasarım bebekler çalışması yapılıyor. Lulu ve Nana isimli bu bebeklerin zekâları güçlendirilmiş olabilir! Bilişsel kapasiteleri yüksek bebekler… Bilimkurgunun ete kemiğe bürünmüş hali. Tanıdık geldi mi? Teşekkürler Fatih, Lagari Bilimkurgu Fanzini aracılığıyla bizlerle bunları paylaştığın için. Belki geleceğin kaderini radyo değil de fanzin belirler, kim bilir?!
Murat Yıldırım’ın “KAYZ-A” hikâyesiyle devam ediyoruz, bir diğer deyişle Karga Benzeri Yapay Zekâ-A. Son zamanlarda interneti kasıp kavuran “izmarit toplayan karga”dan etkilenilerek yazılmış bu hikâye bizi programlanmış bir Karga Benzeri Yapay Zekâ’nın ağzından olaya dâhil ediyor ve her cümlesinde insan okurken utanıyor. İnsan utanıyor. İnsan olmayan insanlar hariç. Bu sürükleyici ve bir o kadar da düşündürücü hikâyeden ayrıntı vermeyeceğim ama demek istediğim tek bir şey var: Haklısın Murat, insan hep sömürecek birini buluyor ne yazık ki. Bu zeki Karga Benzeri Yapay Zekâ-A’nın öyküsünü herkes okumalı, belki bir gün bizler de insan olmayan insanlar olabiliriz.
Sonrasında Fatih yine karşımıza çıkıyor hem de bir röportajla. Kimle? Yüksel Yılmaz ile! Bilimkurgu ile Stephen King sayesinde tanıştığını, yazmaya ortaokulda bir ajandadaki karalamalarla başladığını, bilimkurgunun geleceği hakkındaki görüşlerini… Hepsini Lagari’nin 3. Sayısında öğrenebilirsiniz! Çok verimli bir röportaj olmuş. Teşekkür ederiz!

 
Bu tarih dersinde duyacaklarınız hoşunuza hiç gitmeyecek! Bahadır Toprak “Tarih 212” adını verdiği bir dersi anlatıyor bize 2026 ve 2029 yıllarında geçen. Torian Hükümeti, Birleşmiş Galaksi Elçiliği, bizler ve direniş… Bu kısa öyküde kimsenin adı verilmemişti çünkü Bahadır’ın en sonda belirttiği gibi “Adları belki, ama mücadeleleri asla unutulmayacak.”

 
Sonraki sayfalarda Murat Beşiroğlu “Afilli Atlayış” hikâyesinde havada kalıyor, Serkan Üstündağ “Kan Testi” hikâyesinde uzay araçlarının ve siren seslerinin arasından fısıldıyor, Yüksel Yılmaz “Savaş” adını verdiği öyküsünde harika bir alıntıyla karşılıyor bizi Antoine de Saint-Exupéry’den: “Savaş bir macera değildir. Bir hastalıktır, tifodur.” Tuğrul Sultanzade “Kelebek Nerede”, Emre Eryılmaz “Vaizin Sorgusu” ve Gökçe Mehmet Ay “yumurta/gelecek/saklı/şans/tohum” hikâyeleriyle bizi maceradan maceraya sürüklüyor. Lagari Bilimkurgu Fanzini 3. Sayısında da bomba gibi. Tek kelimeyle nutkum tutuldu, mükemmel bir iş. Levent Altınkaynak’ın çizimleri de ayrı bir hava katmış. Herkesin emeğine sağlık. Devamını heyecanla bekliyorum.

 
Bilimkurgu umuttur!
Umudumuz emin ellerde!
E okuyun hayde!

FANZİN: Lagari Fanzin 3. sayı (PDF İNDİR)

Yorum bırakın