Hypnos Fanzin 3. Sayısı ve Görükle Fanzin Masaları (PDFli)

 

HYPNOS Fanzin’in dünyayla, hayatla, düzenle, sistemle ve bir sürü şeyle sorunu olan yahut sadece “Sa­bah nasıl uyanılacak?” telaşına düşmüş hipnozlardan kalkıp gelmiş yazarları olarak 3. sayımızı sizlerle buluşturuyoruz. Mutluyuz, şu anda Bursa’nın sokaklarında davul zurna çalarak geziniyoruz. -Siz bunun farkında değilsiniz!-

Bazen sessizce yürümek gerekir. Kimsenin duymadığı, kulak asmadığı boşlukları doldururken, umursamaz bakışların peydahlandığı bir kâğıt parçaları değildir fanzin. Belki dünyayı alt üst etmez ama dünyanızı değiştirebilir. Her şeyden önce bir tercihtir. Algı, bakış ve yorumla ilintili…

Bursa toplanmamız esnasında tanıştığımız Hypnos Fanzin ekibinin 3. sayısı çıktı. Bunun beni neden bu kadar heyecanlandırdığını düşündüm bir süre. Yeni tanışmıştık, ilk sayılarını elimde tutmuştum ve belki de en güzeli, gözlerindeki gerçekleştirme azmini okuyabiliyordum. Metinler üzerinden bakıldığında ise bir şeyler söyleme ihtiyacının, bilindik, edebi göstergelerden önde olduğu satırlar vardı, hırçındı.

hypnos fanzin eski sayılar

Son sayılarında uzun bir Merhaba metni ile karşılıyorlar bizi. Bir yıl içinde geçirdikleri evreleri anlatıyorlar ve okuyan gözlere kendilerini tanıtıyorlar. Yeni eklenen yazarlar ve ayrılanlar var. Yaşamın olduğunu gösteren en devinsel hal…

Her yazıyı ayrı ayrı konuşmak zor, e biraz okura da bir şeyler bırakmak gerek 😊 Gözüme çarpan birkaçı hakkında karalayıp bırakayım diyorum. Gerisi meraklısına kalsın. Bu arada yazı fontunun küçük olduğunu düşünenlerdenim. Özellikle topu taşıma araçlarında okunması için biraz olsun arttırılması veya sütunlanması taraftarıyım.

KafkaHortlağından bahsetmek istiyorum. Okuduğum iki metninde de gördüğüm durağanlığın içindeki kıpırtılar, deniz yüzeyindeki parıltılar gibi farklı yansımalarla hayatımıza yönleniyor. Anlatılan öykü, olayın sadece görünen yüzü. Derinlikli anlam, yalın anlatımla bütünleşik. Salyangoz’un yalnızlığı, travmatik geçmişi ve korkuları mesela… Bir salyangoz diyorsun değil mi? Ya küçücük kabuğunun içine sıkıştırdığı dünya?

Bu fanzinin bir tavrı var. Vatan Ne Demek? Yazısında Kıvılcım, bizi güncel bir tartışmanın içeriğini sunuyor. Ercan ile sohbetleri, olgusal olarak bireyi iten kavramları yeniden düşündürtüyor ve gene metin, kendi sonuçlarını kendi duyumsatıyor. Burada belki de en dikkat çeken olay, günlük hayatımızda, çoğunlukla başaramadığımız, tartışma zemininin yumuşaklığı ve dostluğun önüne geçmeyen bir torba mesele. Hangimiz idealiz ki, düşüncelerimiz kusursuz olsun.

Faruk’tan küçük bir alıntı

Öyle bir şey ki bu insanları arkanda bırakıp umuda doğru gitmek… İnsanı derinden etkiliyor. Onlar sana gitme derken sen gitmen gerektiğini bilirsin ama nedenini onlara anlatabilmek çok zordur. Ay karan­lıktır. Önünü dahi göremezsin. Göz bebeklerin dahi büyümez karanlıkta. Ama el yordamıyla umuda koşarsın.

Hypnos Fanzine sosyal hesaplarından (Facebook hesabı) ulaşmak mümkün. Özellikle Bursa’da olanlar için, her an karşılaşmak olası. Görükle, Kazım Koyuncu Sanat sokağında fanzin masası açıyorlar ve ulaştıkları fanzinleri okura sunuyorlar. Destek atın derim.

bursa fanzin masası1 bursa fanzin masası3 bursa fanzin masası2

Hypnos Fanzin 3. Sayı (PDF İNDİR)

Yorum bırakın