Güzel yürekli insanlar yeryüzünün birçok yerine dağılmıştır ve
belki de dünyanın dönmesini sağlayan onlardır.
Madenli Halk Kütüphanesi’nden bahsetmek istiyorum. Ellerindeki en değerli madenden, gençlerden bir okur yaratma çabasında olan, adanmış hayatlardan. .. Kısa bir zaman önce bizim de fanzinlerimizle yerimizi aldığımız kütüphanede her türlü yaş grubundan insana ve özellikle çocuklara okumayı sevdirme, aydınlanmacı bir bilinç yaratma niyetiyle yola çıkan topluluk her geçen gün daha da büyümekte. Fanzin Apartmanı olarak, her ne kadar bizlere ulaşmaları sayesinde onlardan haberdar olmuş olsak da Hatay’ın Arsuz ilçesindeki bu ısrarlı hareket ilerleyen zamanlarda adından çok söz ettirecek gibi. Daha şimdiden yerel sanatçıların ziyaretleri ve katılımlarıyla, gerçekleştirdikleri etkinliklerle dikkatleri üzerine çekmişe benziyor. Yurdun birçok tarafından, gerek sanatçıların gerekse yayınevlerinin ve bağımsız okurların gönderimleriyle arşivi giderek büyüyor. Topluluğun yürütücülerinden Hüseyin Güven ile söyleştik.
– Bu birliktelik, bu çaba nasıl bir araya geldi? Oluşumun hikâyesinde bize bahseder misin? Ne zaman kuruldunuz? Nasıl bir yol haritası izlediniz?
Arsuz’dan selamlar. Yaklaşık 2 sene önce çalışmalara başladık. Benim de yaşadığım Arsuz’un Madenli Mahallesinde eskiden kütüphane olarak kullanılan sonradan kapanan boş bir oda vardı. Önce Arsuz Belediyesi’ne yeri bize tahsis etmeleri için başvurduk, onlar da sağolsunlar yeri verdiler. Artık çalışmalara başladığımızda 2-3 kişiydik ardından yavaş yavaş duyulunca mahallenin gençleri olsun, komşu mahallenin gençleri el le verdik, güzel bir dayanışma içinde işe koyulduk. Önce sosyal medyada ve broşür bastırarak kitap toplama kampanyasına başladık. Çok güzel kitaplar geldi. Bir taraftan kitaplar gelirken diğer taraftan da kütüphanenin içinde sıva boya tadilat yapmaya başladık. Burada da bize sağolsunlar yardımsever abilerimiz boya, sıva, elektrik, teknik malzeme vs. desteğinde bulundular. Ardından ALİKEV (Ali İsmail Korkmaz Vakfı) ve Gençbank ekipleri bize maddi, manevi yardımlarını esirgemeyince güzel bir dayanışma içinde çok hızlı bir şekilde yol aldık. Antakya’dan ALİKEV’in gençlik ekibi ve Ali İsmail’in Babası Şahap Yılmaz’da Arsuz’a yardıma geldi. Çok güzel bir dayanışma içerisinde bitirdik sayılır. Şimdi kütüphanemizde 3 binden fazla kitap, 2 adet bilgisayarımız ve en önemlisi bir sürü minik ziyaretçilerimiz var. Halen kitap ve ufak tefek eksiklerimiz var ve hala halkımız maddi ve manevi katkılarını esirgemiyorlar.
– İskenderun – Hatay kendine has bir kültürü olan, medeniyetler beşiği bir yer. Buradaki kültür tarihi hakkında bilgilendirici, öğretici çalışmalar yürütüyor veya yürütmeyi düşünüyor musunuz? Okuma kulüpleriniz veya bu yönde devam eden çeşitli çalışmalarınızdan bahseder misin?
Antakya dünyanın ilk yerleşim yerlerinden biri ve birçok medeniyet eskitmiş bir yer. Çok büyük bir hazinenin üstünde yaşıyoruz. Çok farklı kültürlerin, mezheplerin, milletlerin birlikte yaşadığı zengin bir yer. Fakat yaşadığımız bu tek tipleştirici sistem zihinlerimizi zehirliyor, manevi duygularımızı sömürüyor ve gerçek güzellikleri görmemizi engelliyor ve yaşadığımız bu kültür zenginlikler hızlı bir şekilde elimizden kayıp gidiyor. Bizler de bu çoklu kültürü korumanın ve gelecek nesillere aktarmanın öneminin bilincindeyiz. Elimizden ne geliyorsa yapacağız. Kaynak kitaplarımızı zenginleştireceğiz, film gösterimleri, söyleşiler, okuma etkinlikleri, doğa gezileri, çeşitli atölyeler hatta ileride bir müzik ve tiyatro grubu da kurabiliriz.
– Hatay, 2011 yılında Kültür Bakanlığının gerçekleştirdiği Okur Kültürü Haritası çalışmasında, tür seçimini öykü kitaplarından yana kullanan yurdun 13 ilinden biri. Gerçekten bu yönde bir talep var mı veya siz bu anlamda bir yönlendirme yapıyor musunuz?
Bizim okuyucu kitlemizin %90’ı çocuklardan oluşuyor. Bu arada yaşayan halkın büyük kısmı Arap kökenli olduğu için iki dile sahip. Ama ne yazık ki yeni nesil çocuklar ve gençlerin çok az bir kısmı Arapça biliyor. Bizler de özellikle çocuklara Arapçayı öğrenmeleri için farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Avrupa’nın birçok ülkesinde çocuklar iki hatta üç anadil ile yetişiyor ve bu da zeka ve bilişsel anlamda diğer kişilere oranla üstünlük sağlıyor. Biz de bu avantajı korumak, çocuklarımızı böyle bir yetenekten mahrum bırakmamak için bu konuya önem veriyoruz. Aynı zamanda bugün eğitim sisteminin öğrencilerin yeteneklerini köreltmesi tektipleştirmesi aşikâr. Biz bu eğitim sisteminin yozlaşmışlığına karşı alternatif olmak istiyoruz bir nevi. Çocukların özgür bir şekilde düşünmeye ihtiyaçları var. Sorgulamaya eleştirmeye ve soru sormaya ihtiyaçları var bol bol. Bunu içinde bulundukları eğitim sistemi ne yazık ki karşılamıyor. Çocukları daha özgürce sorgulamaya teşvik edecek kitaplar (öykü, felsefe, bilim, bulmaca) almaya özen gösteriyoruz. Özellikle şimdi yeni çıkan çocuklar için felsefe setleri harika gerçekten. Bu yaşta Descartes ile tanışan bir çocuğu düşünsenize! Felsefe çocuklara bilgiyi sevdirir, bilgi aşısı yapar, bir ömür boyu bilginin peşinden koşar. Mesela Avrupa’da çocuklar için felsefe dersleri var. Türkiye’de ne yazık ki yok. Ama alternatifimizi üretmeyi bilmeliyiz. İnşallah ilerde kütüphanemizde çocuklar için felsefe atölyesi de kurarız diyelim 🙂
– Sizleri Facebook sayfasından takip ediyoruz ve görüyoruz ki birçok şehirden size gönderim yapan nice okur ve sanatçı var. Çok güzel bir duygu olmalı, en azından sizin adınıza gerçek anlamda seviniyorum ve şunu merak ediyorum. Yollar nasıl kesişiyor? Ortak payda sizce nedir?
Gerçekten çok mutlu oluyoruz böyle destek gelince. Bu sadece sanatçı, yazar değil; bir insanın bize bir kitap verip “al bu da benden” demesi de bizi çok mutlu ediyor. Bence ortak payda birbirimize muhtaç olmamız. Okuyan, aydın, entelektüel insana ülkenin her yerinde ihtiyaç var. Aptallık oranı arttıkça nasıl da istila edildiğimizi görüyoruz. Bedenlere kelepçe vurulmasından daha kötüsü zihinlere kelepçe vurulması. Çünkü zihnimize kelepçe vurulduğunu fark etmiyoruz. Ama okuyan aydın insan bunun farkına varıyor ve ketlenmiş zihinleri kurtarmak için elinden geleni yapıyor. Çünkü biliyoruz bu karanlık içinde aydınlığı arttırmadığımız her an bizler de karanlığın esiri olacağız. Bu sebeple birisinin güzel bir şey yaptığını gördüğümüz zaman biz de çok mutlu oluyoruz. Çünkü aynı gemideyiz ve bizim safımızda olan insanlar bir şeyler yapınca daha fazla enerji kazanıyoruz. Daha çok kitap yazıyor, daha çok okuyor, daha çok paylaşıyoruz ve paylaştıkça tek bir varlık olduğumuzu hissediyoruz. İşte bu güzel insanları aynı yolda birleştiriyor.
– Fanzinler üzerinden konuşacak olursak, elinize ulaşan fanzinlere okurun ilgisi oldu mu? Fanzinler hakkındaki düşüncelerinizi ve okura olan etkisi üzerinden düşüncelerinizi alabilir miyim? Okur fanzinlerde ne buluyor?
Fanzinleri çok değerli buluyorum. Fanzinlerin daha çok bilinmesi, yazılması, okunması gerekir. Fanzin emek kokar her yanıyla. Fanzinde okuduğunuz bir öykünün bir şiirin tadını ne bilgisayardan ne de bir kitaptan alırsınız bence. Sevgi ve emeğin ortaklaşmasının çıkarsız bir ürünüdür. Fanzin kültürünün yayılması gerektiğini düşündüğüm için özellikle sizden fanzin talep ettim kütüphanemiz için. Fanzinin ne olduğunu ilk defa duyanlar çok fazla fakat okumaya başlayınca seviyor okurlar. Hatta içinden “biz de yapalım lan” diye geçirenler çok. Amacımız biraz da bu zaten insanları böyle güzel şeylere teşvik etmek. Umuyorum burada da bu kültürü oluşturabiliriz 🙂
– Son olarak söylemek istediğiniz şeyler var mı?
Bu kütüphaneyi yaparken temel amacımız kütüphaneyle birlikte bir dayanışma kültürü oluşturmayı sağlamaktı. Çünkü bu dayanışma kültürünü oluşturduktan sonra yeni kütüphaneler açmak çok daha kolay olacaktır bizim için ve görüyorum ki bugün sizinle dahi iletişim halindeysek bu dayanışma kültürünü oluşturabilmişiz. Bu süreçte çok sıkı dostluklar oluşturduk, kalbi çok temiz ve cömert insanlar tanıdık. Küçücük bile olsa yardımda bulunan ya da yardım yapmasa da içinde yardım niyeti barındıran herkese çok teşekkür ediyorum. Hem fanzinleri gönderdiğiniz hem de bizimle bu röportajı yaptığınız için Fanzin Apartmanı’na teşekkür ederim. Bizim bir sözümüz var kütüphanemizle bağdaştırdığımız ”Selem li ehlil bi rasıl kiteb…” yani kitap ehline, kitabın başındakilere selam olsun demek. Kitabı yazana, basana okuyana, okutana, paylaşana, çoğaltana kısacası kitap ehline selamlar saygılar bizden…
Madenli Kütüphanesine katkıda bulunmak, kitap göndermek ve ziyaret etmek isteyenler için iletişim adresleri aşağıdaki gibidir:
Madenli mahallesi Fevzi Çakmak Cad. No : 48 Arsuz / Hatay
05366899880