“Eska: Bir bölümü yanmış ve ucu közleşmiş odun parçası.”
Eska’yı inceleyeceksek kelime anlamının ne olduğunu bilmemiz gerekiğini düşünüyorum. Günlük yaşamda çok fazla karşımıza çıkmayan bir kelime. Daha sonrasında fankiti okuyup bitirdiğimizde bir bağlantı kurmaya çalışacağız bu isimle. Yazının sonuna doğru bu konuya tekrar geleceğim.
Eska’nın içinde bizi iki bölüm bekliyor. İlk bölümde iki öykü ve ikinci bölümde yedi tane şiir var. Fankiti yazan Göktürk Yaşar’a Gamze Aydın kapak ve iç sayfalardaki çizimleriyle destek olmuş. Ayrıca Fanzin Apartmanı’nın desteklediği fankitlerde görmeye alıştığımız Efe Elmastaş’ın yazdığı bir giriş yazısı mevcut.
Kapak görselinin ve içindeki görsellerin tüm fankiti tamamladığını rahatlıkla söyleyebilirim. Çizimler içinde bir çok imge barındırdığı için görsellerin yorumunu tamamen size bırakıyorum.
Gelelim ilk “Hammadde işletmecisi” isimli öyküye. Yazarının sözcükleri çok iyi kullandığını ve çok doğal bir dili olduğunu düşünüyorum. Bu değerlendirmem fankitin geneli için geçerli. Bu öyküde de bir ömür değerlendirilmiş, hatta yalnış yaşanmış bir ömür diyebiliriz belki de. Öyküde ölmekte olan biri var. Yaşamında aldığı kararlar ne olursa olsun aynı sona gelen biri.
Bu öyküde ölmekte olan kişiyi aslında ikinci bir ağız bize anlatıyor. Bu ikinci kişinin kim olduğunu net söyleyememekle birlikte bazı tahminlerim var. Öyküden küçük bir alıntı yapıp yorumu size bırakıyorum.
“Güldürme beni. Çevrendeki insanların senin ölmene hazır olmadığını söylüyorsun. Kendine bozuk atıyorsun. Ölümü kabullenemiyorsun… İzin ver şu taşra yerinde etrafı kolaçan edeyim, mezar işini halletmem gerek.”
Fankitin ikinici öyküsünün başlığı gayet açık.
“Sahibini ve Onun Absürd Öyküsünü Bana Anlatan Fiskos Masası”
Başlı başına bir öykü olabilecek bir başlık. Hikayenin akıcı, merak uyandıran ve ilginç bir sonu var. Aslında şaşırılmayacak derecede olağan bir son. Ben anlatımı çok beğendim. Aslında işleri bu kadar karmaşık hale getirmeden çözmemiz gerektiği anlamını çıkardım. Aslında her şey çok basit. Basit bir sonumuz var. Hayatı da zorlamadan yaşamak gerekiyor. Bir alıntı da bu hikaye için bırakıyorum.
“Her başarı karşısında tökezliyor, sıçıyordu hayatına. Pişman değildi. Her şey olacağına varır diyordu. Bu meşguliyet hali ona göre davanın karara bağlanmasını geciktiriyor ve böylelikle hayalindeki kitabı cezbedici duruma getirir görüşüyle bir tren vagonunda seyahat edebileceğine ikna ediyordu kendisini. Eğer böyle bir şey yaparsa kurguyu yaşayacağını ve yaşatacağını, en önemlisi bunun okura sahicilikle ulaşacağını sanıyordu.”
Bu öyküden sonra ikinci bölümde bir çok şiir var. Ben şiirlerin her zaman çok ayrı bir dili olduğunu düşünüyorum. Ayrıca okuyanın ruh haline, bilgi birikimine, yaşantısındaki iniş çıkış dönemlerine göre farklı yorumlanabileceğini düşünüyorum. Tabi ki her şiir için bunları söylemek mümkün değil. Ama bir çok şiiri insanlar farkı yorumluyor ve farklı duygu durumlarına ulaşabiliyor. Aslında bu da şiirsel anlatımı güçlü kılan bir özellik.
Tüm bu anlattıklarımın fankitle ilgisine gelirsek eğer; şiirlerin hepsini defalarca kez okudum. Doğallığı ve sadeliği bu anlatımda da görmek mümkün. Ama bir çoğunda okurun yorumuna açık yerler mevcut. Ama konular hayatın içinden. Keyifle okuyacağınızı düşünüyorum. En çok dikkatimi çeken şiiri de buraya bırakıyorum.
…
Daha sakin olmalıydı
Bu sessiz tapınak
Faytonlu bir iğne deliği içinde
Şamanla paylaşıyoruz
Yitik zamanı
Fankitin isminin neden “Eska” olduğuyla ilgili açıklamaya geldi sıra. Konuyla ilgili yazarla görüştüm. Bu konuda kendisinden aldığım bilgiye göre yazıların kıyı da köşede kalan yazıların bir derlemesi olduğunu ve eska gibi bir yerde unutulmaya yüz tutulduklarını öğrendim. Tabi aslında bu yazıların bize ulaşmasıyla pek de unutulmuş sayılmıyorlar. Ama yazıların iç dünyalarına baktığımızda ben ismi çok yakıştırdım. İsimlerin eserlerin içerikleri kadar önemli olduğunu düşünüyorum.
Ayrıca bir not düşmeliyim. Sosyal medyadan edindiğim bilgiye göre Eska, Lemur Dergisi’nin bu ay çıkan sayısının yanına misafir olmuş. Bunu çok güzel bir haber olarak düşünüyorum.
Emeği geçen tüm arkadaşların ellerine sağlık.
Keyifli okumalar…