Deneme1; geçtiğimiz günlerde henüz ilk sayısını yayınlanmış bir fanzin. Kendilerini “aperiyodik deneme fanzini” olarak tanımlamışlar. Elbette bunda şaşılacak bir şey yok. Aperiyodik olmak fanzinin doğasında var ama yakın zamanda salt deneme metinlerinden oluşan bir fanzin okuduğumu hatırlamıyorum. Farklı bir yaklaşım olmuş.
Şahsen tür ayrımlarını çok keskin yapamayan biri olarak, okuduğum bazı metinlerin deneme olup olmadığı konusunda kafam karıştı. Belki salt deneme metinleri beklemek benim hatamdı, fanzinin böyle bir amacı yoktu. Belki de yazan arkadaşlar da benim gibi bu ince ayrımı yapmakta zorlanıyorlardır. Gelgelelim amaç bir şekilde içini dökmekse de -bu fanzinde öyle duruyor- bu edebiyat ve kategori saçmalıklarının pek bir önemi kalmıyor.
İçinde ince pili lalem pil olarak nasıl kullanacağımızı, sıkışmış kavanozu nasıl açacağımızı öğreten, sallama çay hakkında bilgi veren bir takım tükenmiş insanın yazdıklarına göz atmanın vaktinin geldiğini düşünüyorum.
İlk olarak; Lotus’un yazdığı, başlıksız, giriş mahiyetinde bir yazıyla karşılaşıyorum. Art arda sorularla karşılaştığımız bu yazıda, aslolan renklerin henüz farkına varamamış olabileceğimize, algıdışı kalabilme ihtimallerine dem vuruyor.
Melis Akkaya “Mutsuz Ruhlar” başlıklı yazısında, yaşamın amacını ve kısalığını sorguluyor. Bomboş hırslarımızla ve aç bırakılmış ruhlarımıza bizim yerimize yakınıyor. Tüm bu yaşam çemberinden de geçerken, ne kadar inkar etsek de yaşamımız için büyük öneme sahip paraya değiniyor. Çağımızın tüm insanları Mutsuz Ruhları’ı çok yakından tanıyor.
Sabina’nın “DUŞ” başlıklı yazısında ise duşa girmek üzere olan bir insanın aynada kendisiyle karşılaşması üzerine bedenine ve hayatına dair sorgulamalarını dinliyoruz.
“Sallama Çayı Daldırıp Çıkartmak İşe Yarıyor Mu?” başlıklı “forbes” kaynakçalı bu yazınının neyden bahsettiğine değinmeme gerek olmadığını sanıyorum. Bu metnin burada bahsini geçirmemdeki amaç, fanzinin de talep ettiği gibi araştırmacıların bu konuya gerekli önemi vermesini isteğimdendir.
Yine Sabina’nın bir yazısıyla karşılaşıyorum. Yazının başlığı “Dondurma”. Burada da dondurmacının “Ne istiyorsunuz?” sorusunun ardından gelen sorgulamaya eşlik ediyorum. Ardından yine Lotus’un kısa bir yazısıyla karşılıyorum.
Fanzinin buraya geldiğimiz kısmına kadar bize birçok fotoğraf eşlik ediyor ve eşlik etmeye de devam edecek. Şimdiki yazıyı ise fotoğraflarını en çarpıcı bulduğum Setra kaleme almış. Rakamlar ve günlük rutinlerin iç içe geçmesiyle oluşmuş tuhaf bir yazı. Bana son günlerde çok gündemde olan “akıl sağlığını kaybet” meme’ini anımsattı.
Sabina’nın “Sandım ki” ve Setra’nın “Jack Kerousac ‘Yolda’ Cut Up’ımsı Yeniden Düzenlemesi” ve sondaki çözemediğim bulmaca dışında başka yazılı bir metin kalmıyor. Ayrıca fanzine fotoğraflarıyla katkıda bulunanlar ise: McQueen, Rivstyless, Setra ve Rustik.
İkinci sayısının yakında gelmesini umut ettiğim Deneme1’in ilk sayısına aşağıda yer alan bağlantıdan erişebilirsiniz.