İşte yeni sayısıyla Yere Düşen Travma Fanzin karşımızda. 45. sayıyı okuyucusuna takdim eden fanzinin bu sayıdaki anahtarı “Paradoks” olmuş. Bunun neden seçildiğini fanzini okuyunca anlıyorsunuz. Hayri Saraç’ın uzun zamandır dışladığı piç kurusu “Paskalya Tavşanı” bu sayıda karşımıza tekrar çıkmış. Hayri Saraç bununla yetinmekle kalmamış, birkaç ay önce doğurduğu “Gri Haymatlos” ile de çıkışı kapatmak istemiş. Peki, bir çıkış var mı? Belki evet. Ama o da Hayri Saraç’ın yazılarından geçiyor…
Girift bir bulmaca edasıyla işlenen bu fanzin, okuyucuyu psikozdaki deliklerden geçirme niyetinde haberiniz olsun. Ki Hayri Saraç bunu daha fanzinin en başında yazdığı ilk cümle ile belli ediyor: “İki kişilikliyim ikisi de canavar.”
Fanzinde ilk bizi Paskalya Tavşanı karşılıyor. Hem de ne karşılama! Bu anlatı metni bizde biraz “Durulmuş mu ulan yoksa bu Tavşan?” edası uyandırsa da fanzinin Hayri Saraç kıstasında olduğunu unutturmuyor ve sakinliğinin sebebini buradan anlıyoruz. Anlatının içinde geçen küçük İskender kısmı anlatıcıda olduğu gibi bende de İskender’in seslendirdiği bir şiir havası uyandırdı. Güzel bir yazıydı.
Az önce size demiştim ya “bu Tavşan durulmuş mu ne” diye… Heh! İşte bunun asıl sebebi karşı komşusunun Hayri Saraç olmasıymış… İsimsiz bir şiir ile Hayri Saraç imzası taşıyan bu yazı; bir adam, bir kadın, bir tanrı bilmecesi barındırıyor.
“Gri Haymatlos” imzasının olduğu metin ise “İsimsiz Şiir:1” başlığında. Gri Haytmatlos ile karşılaştığımız ilk yazı. Şiir bir ağıt aslında. Öz kıyıma karşı duruş. Yardım çığlığı…
Evet, şimdi geldik bu paradoksun ikinci bölümüne…
Yazının başlarında bahsettiğim üzere girift bir bulmaca edası ile örülen bu fanzin üç farklı insanın tek bedende toplanmış hali. Sırayla konuşmalar dönüyor aslında. Ne şiir, ne düzyazı, ne de edebiyat… Hayri Saraç burada kendi içinde, belki de köklerinde yatan adeta “paradoks” halini almış benliğini, varoluşunu çözmeyi deniyor. Bunu biz okuyuculara gösteriyor ki kendi kendine ördüğü bu paradoksu çözmede yardımcı olalım. (Belki de bizi bu ağ içine çekmek istiyor? Kim bilir…)
Tekrar Paskalya Tavşanı ile karşılaştığımızdaki anlatı metninde verilen çok net bir mesaj var: “Aile cehennemdir!” Bu metin hakkında başka ne denir bilmiyorum…
Komşusu olan Paskalya’yı kontrol altında tutan Hayri Saraç, “İdam Mangasında Kıyamet” başlıklı şiiri ile bizi karşılıyor. Lirik bir anlatı ile adeta okuyucuya merdiven dayayan bu metin, salt bir açıklıkla sizi bekliyor.
“İsimsiz Şiir” başlıklı “Gri Haymatlos” metni adeta hızlı ritimli bir şarkı. Temposu hızlı ama merak etmeyin yormuyor. Ve sanırım bu fanzindeki en masum yazı…
“Paradoks”un son tekrarına geldiğimizde Hayri Saraç bize çıkışı gösteren ilk adımı atıyor. Ne mi yapıyor? Bu bulmacanın son perdesine Paskalya Tavşanı’nı almıyor! Evet, bu sanırım Paskalya Tavşanı’nı yine görmeyeceğimiz anlamına gelmez ama en azından şimdilik ortalıkta olmayacağı kesin.
Böylelikle bu son perdeye Hayri Saraç imzası ile başlıyoruz. “Kötü Anlam” ismini verdiği bu şiirde çok güzel bir yer var: “Ölü peygamberleri tanıyacağım.” Buradaki o ince vazgeçiş anı güzeldi. Kibarca son kez bardakta kalan suyumu içip kalkıyorum diyor.
Ve fanzinin son yazısı Gri Haymatlos ile oluyor… Fanzinin başından beri bize bir şeyler anlatmaya çalışan bu benlik, noktayı burada koyuyor: “İsimsiz Şiir:3”…
“Paradoks” burada bitti. Peki, son söz söylendi mi? Hayır! Bu yıl bizi beklentiye sokacak işlerden bahsediyor Hayri Saraç: Sinema, Müzik ve Travma…
Ben fanzini ilginç buldum ve bir o kadar da beğendim. Umarım siz de beğenirsiniz. Hayri Saraç şaşırtmaya devam ediyor!
FANZİN YÜRÜYOR!