Sobe Fanzin ile tanışın! Antalya’da çıkmakta olan, istikrarlı yolculuklarıyla 6ncı sayılarını çıkartan fanzinle gerçekleştirdiğimiz röportajı beğeneceğinizi düşünüyorum. “Okumak yetmez, görmek de lazım” dediğinizi duyar gibiyim. Onun için de PDFi yazıya ekledim. Aşağıdaki linkten indirebilirsiniz.
Fanzin Yürüyor!
- Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Fanzin çıkarmaya nasıl başladınız?
Bu fikir esasında edebiyat hocamız Ayşe Baratalı Çakır’a aitti. Kendisi fanzin çıkarmak istediğinden bahsederek bu iş için kolları sıvadı. İtiraf etmek gerekirse ekibimiz ilk oluştuğundan fanzin kültürüne pek hâkim değildik fakat acemiliğimizi atmak uzun sürmedi. İlk sayımızdan beraber canıgönülden çalışarak kendimizi sürekli geliştirmeye çalışıyoruz. Aslında ilk baskımız baskı sorunlarından dolayı çok sancılı geçti ama kısa sürede çözüme ulaşıp tüm sorunları atlattık ve ilk sayımız Mart 2019’da çıktı.
- Sobe Fanzin bir diğer adı da Ditalsobe. Peki, buradaki “dital” ne demek ve bu fanzinin oluşum evreleri hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
İlk soruda da bahsettiğimiz gibi biz bu fanzine edebiyat öğretmenimiz Sayın Ayşe Baratalı Çakır’ın öncülüğünde başladık. Yani esasında fanzinimiz bir kurum fanzini olmakla birlikte Dital’ de öğrencilik yaptığımız kurumun kısaltılmış şeklidir. Açılımı Dr. İlhami Tankut Anadolu Lisesi (Antalya)’dir.
Biz edebiyata ilgili gençler böyle bir fikir olduğunu duyunca hocamızla iletişime geçerek ekipte olmak istediğimizi belirttik. Önceden fanzin deneyimi olan iki arkadaşımız vardı ve onlar sayesinde bu işte daha rahat ilerledik. Bilgilerini bizimle paylaşarak ve bizleri bazı edebiyat dergi ve fanzinlerine yönlendirdiklerinde biz de kendimizi geliştirerek zamanla ekipçe tarzımızı oturttuk. Şunu da söylemek isteriz ki biz ekipçe bu işe başladığımızda aklımızda şu anki gibi tek bir amaç vardı: Edebiyata olan ilgiyi arttırarak fanzin kültürünü elimizden geldiğince yaymak.
- 2. Sayınızda televizyon ve sinema üzerine yoğunlaşmanızın ayrı bir önemi var mı?
Kaynaştıkça aslında ekipçe sinema ve televizyonla ilgili olduğumuzu fark ettik fakat hiçbirimiz bu alanda tam olarak yoğunlaşmış değildik. Biz de fanzini yaparken bilgilenmek ve okuturken de bilgilendirmek adına kollarımızı sıvayarak ikinci sayımızı bu konu üzerine yapmak istedik.
- Çizimler oldukça iyi. Özellikle Münir Özkul’un. Bu çizimleri yapan bir ekibiniz mi var mı? Görsellik sizin üretim sürecinizde nereye oturuyor?
Öncelikle çizer arkadaşlarımız adına çok teşekkür ederiz. Aslında biz ekip olarak imece usulü çalışıyoruz. Hepimiz içerik üretimi ve dağıtımdan sorumluyuz, çizim tarafıyla da çizerlerimiz Yeşim Ekinci ve Cansu Cemaloğlu ilgileniyor. Ayrıca baş çizerimiz olan Yeşim Ekinci şuanda Akdeniz Üniversitesi’nde Görsel Sanatlar bölümünde okuyor. Üretim süreci konusunda da öncelikle aylık temamızı belirleyerek işe başlıyoruz. Daha sonrasında kendi aramızda içerik dağılımı yaparak tüm belgeleri toplayıp bir araya getiriyoruz. Sonrasında tüm belgeleri Yeşim’e göndererek çizimi onun hayal dünyasına ve yetenekli fırçasına bırakıyoruz. J Sonrasında da son kontrollerimizi yaparak basım aşamasına geçiyoruz.
- Özellikle ikinci sayının 80’leri konu edinmesinin ayrı bir önemi var mı? Ya da bu 80 kuşağına bir özlemin yansıması mı?
Evet, ekip olarak çokça özlem duyduğumuzdan olsa gerek ki 80’ler bizim için önemli bir konu. Biz 2000 nesli olsak da hocamız ve diğer öğretmenlerimizin 80 kuşağı çocuğu olması sebebiyle bu bize çok fazla yansıyor. Hem onlara bir hoşluk yaratmak hem de bizler için o dönemleri daha da tanımak adına böyle bir sayı yapmak istedik. İçerik hazırlığı ve dağıtım aşamasıyla birlikte oldukça keyif aldığımız bir sayı oldu.
- Fanzin kültürü üzerine düşünceleriniz nedir? Takip ettiğiniz fanzinler var mı? Fanzin olgusunu hangi perspektiften okuyorsunuz ve değerlendiriyorsunuz?
Açıkçası ekipçe bu yola başladığımızda fanzin kültürümüz pek yoktu. Bu zamanla oluştu diyebiliriz. Açıkçası biz fanzin kültürünün çok önemli olduğunu düşünüyoruz çünkü insanlar üzerinde çok büyük etkilerine ve kolaylıklarına rastladık diyebiliriz. Kendi adıma konuşmak gerekirse birçoğumuz günlük hayatın telaşına kapıldığımızdan dolayı okumaya zaman bulamıyor ve okuduğumuzda da sık sık odaklanma problemi yaşıyoruz, bu problemlerin fanzinler sayesinde daha kolay atlatıldığını düşünüyorum. Bizi yormayarak fazla efor ve zaman gerektirmeyen fanzin okumaları günlük hayatta tam bir kurtarıcı oluyor diyebiliriz.
Takip ettiğimiz birçok fanzin var ve ekipçe hepimiz diğer fanzinlerle de yazılarımızı paylaşarak bu dayanışmaya katkıda bulunmaya çalışıyoruz.
Fanzin olgusuysa ülkemizde aslında yıllar geçtikçe oturan ve zamanla daha da oturacağına inandığımız bir olgu. Teknolojinin gelişmesiyle farklı amaçlarla hem baskısal hem dijital fanzinler oluşmaya başladı ve bu fanzinlerin her türden kesime hitap etmeye çalıştıklarını seziyoruz. Buna sevinmekle beraber biz de edebiyatseverlere ve her kesime hitap etmek için elimizden geleni yapıyoruz diyebiliriz.
- Günümüz ve tarihsel akış içerisinde Corona virüsünün fanzinin işleyişine olumlu veya olumsuz bir etkisi oldu mu? Fanzinlerin pandemi sürecinde basılmaması ve bu alandan çekilmesi hakkında neler düşünüyorsunuz?
Corona virüsün bu alana hem olumlu hem de olumsuz etkileri olduğu aşikâr. Bizi de oldukça etkiledi tabii. Kendi açımızdan olumlu etkilerine bakarsak eğer biz bu süreç içerisinde zaman bolluğundan da kaynaklı olarak gelecek birkaç sayımızı tamamladık. Fakat olumsuz yönlerine bakacak olursak da şuan okulların kapalı olmasından dolayı maalesef basım yapamıyoruz. Bu dönem bizim gibi çoğu fanzin de basım yapamadı hatta dijital ortama geçen fanzinler de oldu. Fakat biz dijitaldense bir eserin elimizde olmasını her zaman tercih ediyoruz. Belki de bu işe fazla duygusal bakıyoruzdur fakat edebiyat da duygu işi değil midir zaten? Bizim amacımız önceden de söylediğimiz gibi insanların edebiyata olan ilgisini arttırarak fanzin kültürünü yaymaya çalışmak, bu pencereden bakmak gerekirse özellikle de bu dönemde dijital platformlar oldukça mantıklı olmasına rağmen biz ekipçe dijital platformların edebiyata olan ilgiyi azalttırdığını düşünüyoruz. Fakat her şeye rağmen fanzin kültürünün sonlanmadığını hatta hızla devam ettiğini gözlemliyoruz ve bu bizi sevindiriyor.
Bizimle röportaj yapmak istediğiniz için ekipçe size çok teşekkür ediyor ve sevgilerimizi gönderiyoruz. Edebiyatla kalın!
Ekibimiz: Ayşe Baratalı Çakır, Berfin Bozkuş, Cansu Cemaloğlu, Eren Kalay, Irmak Karakaya, İrem Türkeş, Nurseli Kızılcıkoğlu, Yeşim Ekinci