Sıvadık Fanzin Sayı 27 Yola Devam Ediyor (PDFli)

 

…Sıvadık’ın uzun ve istikrarlı yolu 27. basamağını da tırmandı. Bakalım bu sayılarında bize nelerden bahsetmişler, nerelere isyan etmişler ve ne gibi mesajlar vermişler.
Ufak ama anlamlı bir illüstrasyonla giriş yaptık Sıvadık’ın 27. sayısına. Fanzin dediğimiz oluşumun özgürlüğünden ve kâr amacının asla güdülemeyeceğinden kısa ama netçe bahsediyorlar. Fanzinin ne demek olduğunu öğrendiğim günden beri savunduğum bu olgudan bir an bile şaşmadım ve sonuna kadar yanınızdayım! Klasik ama etkili bir giriş yazısıyla da bu güzel illüstrasyonu pekiştiriyorlar her zaman olduğu gibi. Kızaran gözlerde farklı bir mana var… Fırsatçılardan, çıkar peşinde koşanlardan uzakta gömülüyorum Sıvadık’ın son sayısına, sizi de davet ediyorum. Ne de olsa biraz nefes almaya ihtiyacımız var.
İlk olarak bizi Oğuzhan Kayacan karşılıyor “Yağlıca Yağlı” adını verdiği şiiriyle ve buram buram Ankara grisi kokan sitemlerini dile getiriyor, hem de öyle hemen okunup geçilecek satırlarla değil. Üst üste okuyup sindirmek ve hissetmek gerek, teşekkürler Oğuzhan. Zeynep Yıldırım “Kalp Üzerine Düşünmek” yazısında önce bizi bir rakı sofrasına davet ediyor, sonra birer birer eksilen dostlardan bahsediyor ve bize avcılık, tıp, antik kültür, sanat ve inanç çerçevelerinden “kalp” dediğimiz olguya değişik yollar açıyor. Birkaç sayfa ileri gidince Gökhan Toker bir rock müzik listesiyle karşımıza çıkıyor! Rock müziği kulağından ve kalbinden eksik etmeyen biri olarak Gökhan’a gönülden teşekkür ediyorum! “Cennete Giden Yürüyen Merdivende Yaşlanmak” yazısıyla Hande Çevikkol yaşamdaki küçük ve göz ardı ettiğimiz detaylara aslında farkında olmadan anlam yükleyişimizin altını çiziyor. Ben hiç yürüyen merdivenin sonunu “zirve” olarak düşünmemiştim, aslında hep bana “beyaz ışık, işte orada, ölüm” olarak bir çağrışım yapar ama evet bu yaklaşım da oldukça etkileyici. Eleştirdiği ve üstüne bastığı tüm minik ama dev, minimal ama devasa detayın hakkını vermiş cümleleriyle. Teşekkürler!
Sıra Serkan Üstündağ’ın yazısına gelince oldukça heyecanlandım çünkü Serkan’ın kalemini oldukça beğeniyorum ve ondan bir yazıyla –“İğne Vakti”- karşılaşmak beni mutlu etti. “Doktoru çağırayım da bir iğne yapsın sana” otoritesini ele alan Serkan, minik bir çocuğun hayal dünyasından bakıyor etrafa. İlerleyen sayfalarda Efe, Alfredo Jaar hakkında kaleme aldığı bir yazıyla, Göktürk Yaşar “İniltili İnsan Derisi” adlı şiiriyle karşımıza çıkıyor. Deniz Burnaz “(ben)siz” adlı iç dökümünde “Bir gün kendi kelimemi doğuracağım!” diye bağırıyor ve Saltuk Doğan “Gri” olarak adlandırdığı mini-hikayesiyle bizi uğurluyor.
Fanzinin ara sayfalarını illüstrasyon ve kolajlarla dolduran Burcu Erim, Yiğit, Tarık Yetis Serbest, Efe ve Zeynep Yıldırım’a teşekkür ediyorum, ellerinize sağlık!
…Sıvadık yine bizi şaşırtmadı ve hiçbir zaman doyamayacağımız bir tatla bizi uğurladı. Tebrikler! Bir sonraki sayıda görüşmek üzere!
Bir de…
FANZİN YÜRÜYOR!

FANZİN: Sıvadık Fanzin Sayı 27 (PDF İNDİR)

Yorum bırakın