…Sıvadık’ın 21. Sayısını ilk elimize aldığımızda bizi zamana dair ufak bir yazı karşılıyor. Son zamanlarda Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nü okuduğumdan olsa gerek bir hayli etkiledi beni ve o kitaptan alıntı yaparak bir karşılık vermek istedim bu ufak yazıya: “Saatin kendisi mekân, yürüyüşü zaman, ayarı insandır…” O yazıdaki depresif havayı, bu alıntıdaki ‘ayarı insandır’ sözü ile umuda bağlamak istiyorum.
Bir sayfa ilerlediğimizde bizi, birbirlerini mükemmel bir şekilde tamamlamış bir ikili karşılıyor: Orkun Bozkurt’un Black Friday çizimi ve Efe Elmastaş’ın bu konu ile ilgili yazısı (yoksa kritiği mi demeliydim?). Black Friday’in anlamını, bu kavramın kapitalist düzene girişini ve bizim ülkemizdeki yorumlanışını gayet güzel anlatmış bu yazı ve çizim.
Yunus Abid’in “Köpek Olma Hikayesi” geliyor sonrasında. Okuyup bitirdiğim an “Neden şimdi bitti? Keşke devam etseydi.” dediğim bir yazı oldu hiç şüphesiz. Yazıdaki diyaloglar bana bir iç çekişmeyi çağrıştırdı. Karakter acaba yazarın kendisi mi, gördüğü suret aynada gördüğü suret mi? Tekrar tekrar okununca farklı anlamlar, zamanlar, şahıslar kazanan farklı bir yazı.
Ardından Emrah Ersan ufak bir serzenişle çıkıyor karşımıza ve “Susmayalım!” diyor. Susmayalım Emrah. Sen de susma, hep yaz. Sen yaz, biz okuyalım, susmayalım.
“Bu gece yağmak istiyorum Monami” diyerek Müptezel ismini verdiği bir yakarışla karşımıza çıkıyor Saltuk Doğan. Karanlıklara dalıp yorgun çıkıyor, çaresiz kalıyor ve Monami’ye dizdiği satırlarında usulca nefes alıyor.
Efe Elmastaş bu defa da İstanbul Sanat Fuarı’nda yaşanan bir olayın kritiğini yapıyor ve sonraki yazısında “Güvende değiliz!” diyor. Efe’nin yazılarını ne zaman okusam kendimi, bulunduğum durumu, bulunabileceğim alternatif durumları düşünüyorum. Efe bizi hep düşündürüyor.
Serkan Üstündağ “Yılan Senfonisi” ile var oluyor bu sayıda. Bu yazıda beni etkileyen tek bir soru oldu: Nesli tükenecek bir hayvana milyon dolarlık değer biçen bir zihniyet ile bu hayvanı yiyen bir adamın zihniyeti arasında ne fark vardır?
Heath Ledger’ın ölümünden, Yiğit Ünsay’ın “Uyku Apnesi”ne, Emrah Ersan’ın “Korkmak mı Lazım?”ından sayfalar arasında kendimizi kaybetmemize sebebiyet veren çizimlere… Daha birçok içerik 21. Sayıda bizlerle.
E okuyun hayde!