Junk Fanzin, alt kültürü temsilen ilk sayısıyla kendi yerini buluyor. Junk tanımıyla başlayan fanzin, kişiselliğin öne çıkarımını hararetle destekliyor; popüler kültür ve sürü kitlesine de aynı oranda şiddetle karşı çıkıyor. Fanzinlerin kendisi başlı başına bağımsızlık vurgusuyla çıkar; Junk Fanzin’de de bu böyle. Bağımsızlık bireyin kendini var kılma arayışının en temel noktası. Junk Fanzin de bunu takip ediyor.
Metinlerde ilk gözümüze çarpan sert eleştiriler oluyor. Ötekinin yüceltimiyle şu anki koflaşmış, içi boşaltılmış değer yargılarının özüne dönüş isteğine net vurgu var. Maddi olanın eleştirisi, beraberinde maneviyata yönelimi imliyor. İnsanın saf ruhuna yüceltim var. Sistemin talep ettiklerineyse, metinlerde imgeler, karakterler, saf bir öteki duruşla, yani basit zevklere, seks ve şiddetin hazzına indirgeyerek kendilerini dünyadan soyutlama yoluna gidiyorlar. Sisteme sövgü bireyin arayışı ya da bu arayış sonucu vazgeçişi de beraberinde getiriyor. Elbette bir ütopya arayışı hâkim. Tekno sermayenin yıkımıyla anarşi ortamında olacakların senaryoları ve çözüm arayışları da yapılıyor. Kolaj çalışmasıyla da fanzin dokusuna katkı sağlanıyor.
Yazanlar: Mustafa Yurdakul, Damla Tanrıkulu, Fatih Yamantepe
Şu an İstanbul ve Kayseri’de dağıtımı yapılan fanzine ulaşmak için junkfanzin@gmail.com adresinden bağlantıya geçmeniz yeterli.