Merhaba… Öncelikle 1Kafa Sesi Fanzin yolculuğu nerede ve nasıl başladı? Ondan bahsedelim. 6. Sayıyı çıkarmışsınız… Süreç nasıl ilerledi? Biraz anlatır mısınız?
Merhaba! Üniversite yıllarımda arkadaşlarla monoton bir sohbet sırasında çıktı fanzin fikri, tabii o zaman arkadaşlarım ve ben Urfa’da çıkan Tetirbe Fanzin’den etkilenmiştik. Yeni Türk edebiyatı hocamıza da danıştıktan sonra isim aramaya koyulduk. Bulduğumuz ismin bir çağrışımı da olsun istedik sırasıyla Serengeti ismi beliriverdi. Bunun da zemine oturtulması zor dedik ve 4 aylık isim arayışımızın ardından fanzinin ismi Cacık olsun istedik. Hatta slogan da hazırdı “Bizden bir Cacık olmaz.” Bu fikirde sadece kapağı yapmak ile sınırlı kaldı. Uğraş isteyen, program bilgisi isteyen bir alan olduğu için arkadaşlarım vazgeçti. Üniversite bitti haliyle… Ben ne olursa olsun çıkaracağım dedim. Tetirbe editörü benim eski komşumdu. Ona mesaj attım, böyle bir fikrim var diye. Sağ olsun yardımcı oldu. Fanzinin ismi 2.sayıdan sonra netleşti. İlk sayıda ‘’Lila ‘’ ikinci sayıda ise ‘’Şuride’’ oldu lakin garipsenmeyecek ve çarpıcı bir isim düşünürken ‘’1kafasesi’’ ‘inde karar kıldım. Kıldım diyorum çünkü sonraki süreçte yalnızdım. Ta ki 5.sayıya kadar. Yiğit Ergün İstanbul’da fanzinin dağıtımına yardımcı oldu. Şuan 6.sayıyı çıkardık. Bitirme düşüncem vardı ama bitirmek istemiyorum. Birkaç aya tekrar çalışmalara başlarım diye düşünüyorum.
Fanzinde şiiri bulunan birçok kişi var. Nasıl bir araya geldiniz? Fanzindeki tüm görselleri çizen de bir arkadaş var sanırım. Bu görselleri ve şiirleri neye göre belirliyorsunuz? Belirli bir tema üzerinden mi gidiyorsunuz?
Büyük bir instagram sayfası vardı arkadaşımın. Benim de vardı ama ona nazaran küçük bir sayfada duyurusunu yaptık daha sonra facebook gibi sosyal ağ sitelerinden eser alımına başlandığını yazdık. Bu süreçte Cem Çelik, Hüseyin Kaptanoğlu da katkı sağladı. Fanzinde yayıma uygun görülen eserleri alıp yayın politikasına ekledik. Genelde fanzin şiirlerden oluşuyordu lakin her sayıda 1 film eleştirisi koymaya gayret ettik. İlk sayıda bir iki çizimi olan arkadaşım vardı, onlardan istedim fanzin için. Genelde bunlar karakalem çalışması oluyordu. Daha sonra, yani 5.sayı için Hilal Ünal ile iletişime geçtik. Sağolsun 5. ve 6.sayı kapak tasarımlarını o yaptı. 5. sayının arka kapağını Talha arkadaşımız yaptı. Fanzin için eser isteğim değerli dostlarım oldu. Bu süreçte gönüllük esasınsa dayalı olarak fanzini sürdürdük.
Peki dağıtımınızı nasıl yapıyorsunuz? Sizce fanzin yayıncılığını yaygınlaştırmak için neler yapmak gerek?
Bulunduğum yerde büyük bir kitabevi mevcut değildi ve herkese ulaşamıyordu. 3.sayı ile beraber posta yoluyla isteyen arkadaşlarıma ücretsiz bir şekilde gönderiyordum. Fanzin renkli kâğıda basılı olduğu için maliyeti biraz artsa da ben sorun etmiyordum. Bir abimizin uyarmasıyla fanzinin ücretsiz değil de ücretli olmasının fanzin için daha uygun olacağını söyledi. Hem gelen ücret ile yeni sayılar basılırdı. Herhangi bir kâr amacı gütmeksizin bunu kabul ettim. 5.sayı İstanbul’da dağıtıldı. Diğer şehirlerde yaşayan arkadaşlara da bizzat kendim posta ile gönderdim. Daha çok okuyucuya ulaşmak için benim fikrim her ilde Fanzin Apartmanı’yla özdeşleşen bir fanzin rafının olması. Bu belki mümkün olmayabilir ama bu fikrin gerçekleşebileceği nice şehirlerimiz var.
Günümüzde şiir yayıncılığı hayli fazla. Okur ilgisi ise tartışmalı bir konu. Bu bir noktada “nitelik” sorgusuna da beraberinde getiriyor. Günümüz şiir ortamı, yayıncılığı üzerinden düşüncelerinizi alabilir miyim?
Günümüz yayıncılığı konusu epey tartışmalı, üzerine çok şey söylenmiş ve hâlâ da söylenmeye devam eden bir konudur. Çoğu derginin( dergi editörünün) yaptığı yazar -ahbaplık ilişkisi şiirin niteliğini ikinci plana atmakta. Bu dolaşımda iyi şiire bu durumdan dolayı rastlamak zor. İyi bir okuyucu birileri tarafından pohpohlanan bir şiire veya yazara yönelmez. Ne kadar dolaşıma zorla sokulmaya çalışılırsa çalışılsın bu çerçevede üçü beşi geçmeyen beğendirme halkası oluşur. Bu halkanın da ömrü çaya atılan şekerin çözünme süresine eş değerdir. Bu yönelim hala gizemini koruyan ve okunması beklenen dizelere,şiirlere ,haikulara olmalıdır. Dur şunu paylaşayım havam olur tarzında değil de şiirin o naif tadını yakaladığı için paylaşılmalıdır.
1Kafa Sesi olarak fanzine bakış açınız nedir? Günümüz fanzin ortamları konusunda ne düşünüyorsunuz? Dergi olmak gibi bir hedefiniz var mı?
Dergi olmak için bir ekibin ve ciddi bir çalışmanın olması gerek. Şuan için bu mümkün görünmüyor. Her şey tek elden yürütüldüğünden biraz yorucu oluyor ve pek program bilgim olmadığı için basit programlarla fanzini çıkarıyordum. Bu değildir ki bir dergi çıkmayacak, çıkacak elbet ama yalnız değil bir ekip işi halinde vücut bulacak.
Son olarak söylemek istediğiniz bir şeyler var mı? İlerleyen sayılarda bizi neler bekliyor? İstekleriniz, beklentileriniz nelerdir?
Fanzin yine kaldığı yerden devam eder gibi görünüyor. Bu e-fanzin ya da matbu da olabilir. Bunun cevabını şuan ben bile veremiyorum. Bu güzel röportaj için Fanzin Apartmanı’na ve size çok teşekkür ediyorum.