Zerkalo Fanzin: Yola Başlangıç

 

Birbirimize dokunduğumuz binlerce yol var. Bunların çoğunu göremiyoruz ama vakti gelince hissediyoruz. Bir iş yapmak için sınırlar, yollar ve vakitler bizlere engel olamıyor. Teknolojinin en çok bu yönünü seviyorum. Artık daha yükseklerdeki hendekleri aşabiliyoruz. Zahmetsizce, zevkle. Belki değeri düşüyor ama gün gelince anlayacağız. Tüm bu insanlığın genel sorumluluğu veya sorumsuzluğu yıllarca sinema tarafından işlendi. Başkalarına kendine anlatma kaygısı dünyanın en büyük ve en kıymetli işi ama bir o kadar zor. Bu kıymetli durumu ellerine alan ve sinema ile köklerinin salmaya çalışan yeni bir fanzin geçti elime. Zerkalo fanzin.

Zerkalo Fanzin Diyarbakır ile başlayıp İstanbul ile biten bir hikaye iki şehrin üzerine kurulan bir köprü gibi. Ortak ilgi alanlarını bir fanzine dönüştüren bu insanlar ile tanışmak, onları anlatmak istedim ve güzel bir söyleşi gerçekleştirdik.

Merhaba!

1 – Zerkalo nedir, nasıl fanzinin ismi oldu?

Merhaba, Zerkalo Rus yönetmen  Andrey Tarkovski’nin en kişisel filminin adıdır ve Rusça’da “Ayna” anlamına gelmektedir. İsim bulma konusunda çok fazla kafa yorduk. İsmin matbunun bilinirliği ve akılda kalıcı olması açısından çok önemli bir noktada olduğunun farkındaydık. Ayrıca isim ve içerik birbirinden bağımsız olmamalıydı. Sinemaya dair samimi iyi bir iş ortaya çıkarma hevesinin yanında Andrey Tarkovski ile de bir şekilde bağının olmasını istiyorduk.

 

2 – Fanzin çıkarma fikri nasıl ortaya çıktı, ekip nasıl toplandı?

Benim Hukuk eğitimim halen devam ediyor. Aynı zamanda sinema eğitimi de aldım. Sinemaya, edebiyata her zaman ilgim olmuştu ve bu alanda üretim yapmak en büyük hayallerimden biriydi. Zerkalo fikri oluşurken daha küçük çaplı düşünüyor, çevremdeki dört beş arkadaşımla beraber yapar kendi aramızda okuruz diye düşünmüştüm. Sonrasında bu fikri Andrey Tarkovski isimli İnstagram sayfamda paylaşınca yalnız olmadığımı anladım. Çok kişi ilgi gösterdi. Aslında ekibi bir araya getiren de Tarkovski aşkı oldu. Emel’le (editörümüz) zaten tanışıyorduk ve o bu fikre çok pozitif yaklaşmıştı.    Olur mu olmaz mı nasıl olur derken yazılar çizimler de akmaya başlayınca tasarımcımız Arzu Demir ve kapak çizimini yapan arkadaşımız Cömert Tekin büyük bir heves ve heyecanla yanımızda yer aldı. İlk sayının çıkma aşamasında belli zorluklar yaşasak da geri adım atmayı aklımızdan bile geçirmedik. Sevdiğimiz işle uğraşmak o alanda üretmek hepimize çok iyi geldi. Sizin aracılığınızla bir kez daha ürünlerini bizimle paylaşan, hazırlık aşamasında destek olan ve dağıtıma ekstra katkısı olan –Neşe Çıtırık ve Mehmet Fatih Balkı’ya (Parantez İçi Fanzin) ne kadar teşekkür etsek az.

3 – Zerkalo’yu okuyanları ne bekliyor?

Sinema ve sinemanın altyapısını, dinamiklerini oluşturan sanata ve sanatçıya dair aklınıza gelebilecek her şey!

4 – Türk Sineması hakkındaki düşünceleriniz nedir, Zerkalo’nun bu konu üzerinde çalışmaları var mı?

Türk Sineması’nın yeri hepimiz için ayrı. Kendi adıma konuşacak olursam özellikle takip ettiğim yönetmenlerden birkaçı, Zeki Demirkubuz, Nuri Bilge Ceylan, Reha Erdem, Tolga Karaçelik, Onur Ünlü ve sadece yaptığı filmler değil hayata karşı duruşuyla da beni çok derinden etkileyen Yılmaz Güney var. Ülkemizde sinemaya dair güzel işler yapabilecek yönetmenlerimiz var ve bunun farkında olup umutsuzluğa kapılmamak gerekiyor. Türk Sineması’nı işlemeye ilk sayıdan başladık. Derinleşerek devam edeceğiz.

5 – Fanzin ve sinema ikilisi çok yerinde bir durum. Peki sizce derdinizi anlatmaya yeterli mi?

Aslına bakarsanız evet ve bizim için bu tamamlayıcılık hali –üretim, gelişim ve ulaşım açısından- fazlasıyla önemli.

6 – Gelecek sayılarda Zerkalo nasıl bir yol izleyecek?

İçerik çok fazla değişmeyecek.  Geneli kapsamayacak şekilde dosya konuları oluşturmayı düşünüyoruz.

7 – Ve kapağınızda da görüleceği üzere Tarkovski’nin önemli bir yeri var. Bize biraz ondan bahsedebilir misiniz, Tarkovski filmlerine başlangıç için hangi filmi önerirsiniz?

Daha önce de değindiğim gibi Tarkovski bizim buluşma noktamız ve tıpkı filmleri gibi bizi bütünleyen bir büyüsü var.  Benim sinemayla aramda oluşan bu güçlü bağ da Tarkovski’ye ve Zerkalo filmine dayanıyor. Onun sineması sayesinde kendi gerçekliğimi bulma yolunda adımlar atıyorum. O bana göre sadece bir yönetmen değil, aynı zamanda bir şair, ressam ve besteci…

Tarkovski filmlerine başlangıç için Zerkalo demek isterdim ama o filmi izlemek daha doğrusu anlayarak izleyebilmek için yönetmeni biraz tanımak gerektiğini düşünüyorum. O yüzden Stalker filminin başlangıç için iyi olacağını düşünüyorum.

 

Zerkalo Fanzin ekibinin çıktıkları yol uzun olur umarım. Var olun!

Fanzin Yürüyor!

Şehrin adabına uymadan, adama kul olmadan.

Efendileri peşine takıp ardına bakmadan…

 

Yorum bırakın