Panayırdan Foruma 14 Ekim Etkinlikleri

 

Geçtiğimiz cumartesi, bol koşturmacalı bir gün oldu. Tabii, öncesi sonrasıyla… Bazen programlar o kadar sıkıştırma bir hal alır ki; bir şeyleri ekip olmadan yoluna girmesi neredeyse imkânsızlaşır. Neticede öyle de oldu.

Panayır Var” katılımımızın etkinliğe üç gün kala onaylandığını duyunca bizi bir telaş aldı. Elimizde eski fanzinlerden olmasına rağmen yeni çıkanlarla meraklısını karşılamanın doğru olacağını düşünerek kısıtlı zamanlara rağmen yeni işlerin baskılarını yaptık (Şahsen, işe gitmeden, sabahları saat 4’te kalkarak bir bakıma işi çözdüm denebilir).  Birini birinden ayırmak olmaz ama özellikle yeni çıkan fankitlerden Döküntüler- Mustafa Bakır ve Aden’den Sürülüş-Göktürk Yaşar’ın masada olmasını çok arzuluyordum. Şehir dışından etkinliğe, kargoyla yetişen Fütursuz, Garez ve Üzümün Çöpü’de görülmesini istediğim ve merakla beklediğim işlerdi. Hepsine teşekkürler.

Etkinlik saatleri kafa kafaya çakıştığından ikiye ayrıldık. Fatih ile ben, İzmir Kültür Platformu’nun Etkinlik Tasarımı Formuna gittik, Gülnur, Belgin, Efsun, Melike, Saltuk ve Emrah da No:42’ye yöneldi.

fanzinapartmanı akdeniz akademisifanzinapartmanı akdeniz akademisi2

İzmir Kültür Platformu ve Etkinlik Tasarımı Formu konusunda iki çift laf etmek gerekirse, İzmir’de bir şeyleri değiştirmek için kafa patlatan bu irade ve bunun çevresinde, görüşlerini dile getirmek isteyen, kendi alanında çabalayan ve toplantıdan toplantıya değişen katılımcılardan oluşan forumlar olarak özetlenebilir. Etkinlik Tasarımı Formu kapsamında İzmir’de merkezileşen, belli bir alanda sıkışan kültür faaliyetlerini genele yaymak ve ilgilisine ulaşma gayretlerinde nasıl bir yol izlenmeli sorularına cevap arandı. Sanırım Akdeniz Akademisi’nin çalışmalarını yürüttüğü İzmir Kültür Mekânları Haritası bütünün görünmesinden yol gösterici olacaktır. Kaldı ki; kendi çabalarıyla bir şeyler yapma gayretinde olan nice mekânı da görünür kılar ve sadece Alsancak’ta değil, birçok semtte bağımsız sanat etkinliklerinin planlanmasının önü açılır. Ama kanımca,  güçlü ve bağımsız bir iletişim ağı şart.

Aynı saatlerde, No:42 ‘de arkadaşlar masayı açmış, bize fotoğraf yolluyorlardı. Şöyle bir baktım ortam güzel, yüzler gülüyor. Bizim pankartın ütüsü hariç her şey düzgün. Bu sırada açılan masaya bakarken Efsun’un son çıkardığı fanzini gördüm. Name Fanzin. Aynı dediği gibi, sarı zarfın içine iliştirilmiş bir mektup ve bir fotoğraf. Anlaşmıştık, iki hafta içinde çıkarmazsa bu zarflı fanzin fikrini biz yapacaktık ama basmıştı işte.  Fatih ile orada olma isteğimiz bir kat daha arttı. Tabii biz de boş durmadık, toplantının ikinci kısmında fanzin ve fankitleri ortaya serdik, alan aldı.

fanzinapartmanı panayır var fanzinapartmanı panayır var3

Saat 17 gibi No:42’ye geldiğimizde ortam baya kalabalıktı. Masamızın hemen yanı başında biri sahne almıştı, güzel söylüyordu. Arkadaşlar gelen gidenin selamını iletirken bir yandan da Ekim 2017 Fanzini inceliyordum. Bir ara fanzin dağıtımına çıktık. Yakın Kitabevi dergi ve fanzinleri üst kata almış. Yani nasıl desem, “nereye konsa da görülmese” diyebileceğiniz bir yerde.  Görünce içerledik tabii ama elden ne gelir. İlerleyen saatlerde Erhan dağıtıma çıkmış, Dem Fanzinin son sayısını getirmişti, iyi oldu Sonrası sohbet muhabbet… Aaa bir de Bora’nın heykel davası var. Onu da sonra anlatırım. Bu arada biz hala Gülcan’ı arıyoruz.

Yorum bırakın